Otizmi anlamak

2 Nisan 2021

Bugün Dünya Otizm Farkındalık Günü. Eskiden son derece nadir rastlanan bu duygu durum bozukluğu son yıllarda dik bir ivmeyle artıyor. Karşımızda karmaşık, tedavisi olmayan bir sorun var. Ama semptomları hafifletmek ve riski azaltmak mümkün olabilir...

Çocuğunuz ismine tepki vermiyor, göz kontağından kaçınıyor, arkadaşlarıyla oynamıyor, iletişim kurmuyor... Bunlar otizm şüphesi uyandıran ve mutlaka detaylı bir şekilde araştırılması gereken işaretlerden sadece birkaçı. Tanı konduğunda ise ebeveynler için son derece zorlu bir yolculuk başlıyor. İşin ürkütücü yanı ise yakın zamana kadar genetik olduğu düşünülen bir sorunun son derece dik bir ivmeyle artışı ve bu durumu artık genetikle açıklamanın mümkün olmaması. 1970’li yıllarda 10 bin çocukta 2 çocuğa otizm teşhisi konuyorken, 1980’li yılların ortasıyla birlikte rakamlarda dramatik bir artış görüldü. 2002’ye gelindiğinde ise her sene bin çocuktan 7’sine otizm teşhisi konur oldu (1). Elimizdeki son istatistiki verilere göre, 2020 itibarıyla her 54

Yazının Devamı

Global bir problem: D vitamini eksikliği

26 Mart 2021

Enfeksiyonlardan, kanserden korunmak, kalp ve beyin sağlığınızı garanti altına almak, depresyonla aranıza mesafe koymak için D vitamini rezervinizin dolu olması gerekiyor. Fakat maalesef D vitamini eksikliği global bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Peki, çözüm ne?

Gün ışığı hormonu

D vitamini rezervinizi doldurmanın en etkili yolu güneşlenmek. Yaz aylarında cildinize güneş koruyucu krem sürmeden 15-20 dakika güneşlenerek ve bunu sık sık tekrarlayarak D vitamini deponuzu doldurabilirsiniz. UVB ışınları cilde değdiğinde sistemde bu öncü hormonun yapım süreci başlıyor.

Teoride bu doğru olsa da bazı sorunlara dikkat çekmekte fayda var. Geçen hafta da altını çizdiğim gibi, her şeyi doğru yapsanız bile D vitamini eksikliğinden muzdarip olabilirsiniz. Güneşlenmeniz gereken saatler öğlen saatleri olmalı. Çünkü cildinizin D vitamini üretmesini sağlayan UVB ışınları, güneşin dünyaya dik açıyla geldiği dalga boyunda bulunuyor. Fakat güneşlendiğiniz bölgede hava kirliliği varsa, güneşle aranıza girerek yeterince D vitamini üretmenizi

Yazının Devamı

D harekâtı

19 Mart 2021

D vitamininin sadece enfeksiyonlardan, koronavirüsten korunmakta etkili olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. D vitamini eksikse, bağışıklık sistemi sağlıklı çalışamaz. Peki D vitaminindeki eksiklik hangi belirtilerle kendini gösteriyor? Hadi başlayalımSenelerdir D vitamininin öneminden bahsediyorum, ama pek çok insan bu hayati değeri olan vitamini ancak koronavirüs salgınıyla birlikte kullanmaya başladı. D vitamini eksikliği COVID-19’a yakalanma riskini artırıyor ve hastalığın ağır seyretmesine neden oluyor. Bunu vurgulayan yayınlardan daha önce de bahsettim. Pandemi günlerinde viral enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisi, bağışıklık fonksiyonlarındaki rolüyle ön plana çıksa da, D vitamininin sağlıklı yaşamın anahtarı olduğunu hatırlatma gereği duyuyorum.

D vitamini eksikliği dünya genelinde bir sorun (1), bu konuda toplumu bilinçlendirmek çok önemli. Hatta herhangi bir şikâyetle doktora başvuran, devlet hastanelerine giden herkesin D vitamini değerlerinin kontrol edilmesi, gerekiyorsa takviyelerle bu değerin yukarı çekilmesi bir protokol haline getirilmeli.

Yazının Devamı

Gözler sağlığın aynasıdır

12 Mart 2021

Ne yerseniz, öyle görürsünüz. Göz sağlığınızın da beslenmenizle alakalı olduğunu biliyor muydunuz?

Orta yaşları geride bırakırken gözümüzün yavaş yavaş bozulmaya başlaması, daha ileri yaşlarda durumun iyice kötüleşmesi, katarakt problemi hatta körlüğe kadar giden dejeneratif sorunlar... Bunları yaş almanın kaçınılmaz sonuçları sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Bugünden başlayarak göz sağlığınıza zarar vermek yerine onu destekleyen besinler tüketmeye ne dersiniz? Siz onlara iyi bakarsanız, gözleriniz de dünyaya iyi bakar.

ŞEKER GÖZÜ MAHVEDER

Göz sağlığını en çok tehdit eden hastalıklardan biri diyabettir. Eğer yüksek kan şekeri kontrol altına alınmazsa göz sinirlerine kalıcı zarar veren, hatta körlüğe kadar giden ciddi problemler ortaya çıkar. Mesela daha önce gözlerinizle bir sorun yaşamadığınız halde, aniden bulanık görmeye başladınız diyelim, böyle bir durumda ilk araştırılması gereken hastalık, diyabettir.

Hatta göz sağlığınızın tehdit atında olması için diyabet hastası olmanız gerekmiyor. Yüksek

Yazının Devamı

İlaç dolabınızdaki tehlike

5 Mart 2021

İlaçların yan etkileri konusunda sizi sık sık uyarıyorum. Görünen o ki tehlike sadece ilaçların içindeki aktif maddelerden kaynaklanmıyor. Bir de ilaç üretim süreçlerinde ortaya çıkan tehlikeli kimyasallar var Bu tehlikeli kimyasalların başında N-nitrosodimethylamine (NDMA) geliyor. Kanserojen olarak belirlenen NDMA, klorlu suda eser miktarlarda bulunan bir madde. FDA her hapta en fazla 96 nanogram olması gerektiğini, bunun vücut tarafından tolere edilebilir bir miktar olduğunu buyurmuş. Ancak yeni yayımlanan bir rapora göre bazı antihistaminik, hipertansiyon, diyabet ve mide ilaçlarında bu miktarın çok çok üstünde NDMA bulunuyor.

FDA, halkı tehlikeye, üreticileri ise üretim esnasında daha özenli olmaları için uyarmasına rağmen sorun öyle kolay çözülebilecek gibi görünmüyor.

Gelin önce bu kimyasalı biraz daha yakından tanıyalım.

* NDMA’nın hayvanlarda ciddi karaciğer hasarına, hatta karaciğerin iflasına neden olduğunu gösteren çalışmalar var.

* Kanser Araştırmaları Merkezi, bu kimyasalın karaciğer,

Yazının Devamı

Çocuğunuzu hastalıklara mahkûm etmeyin

26 Şubat 2021

Çocuğunuza yedirdiğiniz gıdaların onun ileriki yaşlarında da sağlığını etkileyecek değişimlere neden olduğunu biliyor muydunuz?Çocuğunuza bugün gofretler, bisküviler, içi şekerle dolu kahvaltılık gevrekler, cipsler yedirmekte herhangi bir sakınca görmüyorsanız ona gençliğinde, yetişkin hayatında da peşini bırakmayacak bir zarar verdiğinizi unutmayın. Çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarını şekillendirmekten ziyade, etkisi uzun yıllar devam edecek fizyolojik bir değişimden söz ediyorum.



Journal of Experimental Biology’de yayımlanan çalışmanın bulguları fareler üzerinde yapılan bir araştırmadan elde edildi (1). Küçük bir çocuğu senelerce kötü besleyerek onu bir denek yapmak mümkün olmadığı için, beslenmenin sağlık üzerindeki etkisini, gelecek yaşamınızı nasıl etkilediğini görmek için fareler üzerinde yapılan deneyler çok önemlidir. Üstelik farelerin kısa yaşam döngüsü sayesinde, hayatın erken dönemlerindeki beslenme yanlışlarının yetişkinlikteki yansımalarını görmek de mümkün oluyor.

&Cce

Yazının Devamı

Etme bulma dünyası

19 Şubat 2021

Dünyaya verdiğimiz zarar bize global bir salgın olarak geri dönmüş olabilir mi? Besin zincirindeki eksilen halka bizi nasıl etkiliyor? Görünen o ki dominant tür olarak gezegene ettiklerimizin bedelini ödemeye başladık bile

Küresel ısınma, iklim değişikliği, sera gazı etkisi... Belgesellerde, haberlerde sık sık duyduğumuz bu tabirlere kulağımız aşina. Hatta kanıksadık bu haberleri, fazla etkilenmez olduk. Birçoğumuz sanki bugünümüzü değil de çok ileriyi, uzak bir geleceği tehdit eden bir sorundan söz ediliyormuş gibi hissediyoruz.
Gezegenimiz tehdit altında, sorumlusu ise insanoğlu. Bu değişimin etkisi ise çoktan başladı bile. Afetlerden, kutuplarda eriyen buz kütlelerinden falan bahsetmiyorum. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir çalışma, pandeminin iklim değişikliğiyle ilişkisi olduğu yolunda bulgulara sahip.

İnsan vücudunda tüm sistemler birbiriyle nasıl etkileşim içindeyse, basit bir minarelin ya da vitaminin eksikliği nasıl tüm vücudu etkileyen, çığ gibi büyüyerek sistemin her birimini tehdit eden bir soruna

Yazının Devamı

Kolektif travmayla baş etme kılavuzu

12 Şubat 2021

Bir seneyi aşkın bir süredir hepimiz kronik stres mağduru olduk. Artık kanıksadığımız bu duruma ciddi bir sağlık tehdidi olarak yaklaşmak gerekiyor. Bugün kronik stresin olumsuz etkilerini ve stresle baş etme yöntemlerini inceleyeceğizPandemi StresiAmerika’da yapılan bir çalışmaya göre pandemi ile birlikte her beş yetişkinden dördü kronik strese bağlı fizyolojik ve psikolojik sorunlar yaşıyor. Bu araştırmayı dünyanın hangi ülkesinde yaparsanız yapın benzer sonuçlar elde edersiniz.

Üzerinde hiçbir kontrole sahip olmadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Sosyal iletişim, stresi hafifletmekte en etkili yoldur. Dostlarla bir araya gelmek, kalabalık sofralar kurmak, arkadaşlarla bir çay bahçesinde oturup dertleşmek, beraber sinemaya gitmek… Bunlar bizi yaşama bağlayan, hayatın getirdiği stresleri hafifleten rutinlerdir. Fakat bu paylaşımların hepsi yasak şu an… Varoluşumuzu zenginleştiren, anlam katan bu rutinlerden mahrum kalmak, zaten kendi içinde son derece stresli bir durumun, daha da tehlikeli bir hâl almasına neden oluyor. 

Stresin Fizyolojisi

Stresli olduğunuzda

Yazının Devamı