iŞLE BAĞLANTILI STRESLE BAŞA ÇIKMA

14 Şubat 2012

Kişinin kendi algılamaları ve iş yerindeki olaylara verdiği yanıt, onun stres derecesini belirler. İşi işte bırakamıyorsanız stresle başa çıkmak için önerilerimizi dikkate alın

Akşam eve döndüğümüzde “iştekileri işte bırak” diye bazen sitem eder yakınlarımız. Haksız da değildirler hani. İş yeri stresi hayatımızda çok önemli bir yer tutar aslında ve maalesef bu stresi bir elektrik düğmesini kapatır gibi işten çıkarken kapatıp, orada bırakamayız. Daha da kötüsü bütün gün ve gece, ertesi gün yenileri eklenene kadar çoğu zaman yanımızda taşırız. Tabii özellikle böyle kronik dediğimiz uzun süreli stresin ruhsal yapımızdan iç organlarımıza kadar uzanan ve haliyle çevremizdekilere de tesir eden kötü etkileri tartışılmaz.
İş yerindeki stres aslında oldukça kişiseldir. Bir başka deyişle, kişinin kendi algılamaları ve tabiatıyla iş yerindeki olaylara verdiği yanıt, onun stres derecesini belirler. Temel işiniz ister telefona cevap vermek olsun, ister çok önemli bir şirketin üst düzey yöneticisi olun, işle bağlantılı stresle başa çıkmakta aşağıdaki öneriler size yardımcı olabilir:

Olaylara yukarıdan bakın
Hata yapmaktan kaçınarak strese girildiğinde, stres kişinin konsantrasyonunu

Yazının Devamı

iYi KOLESTEROLÜN YARARLARI SAYMAKLA BiTMEZ

7 Şubat 2012

İyi kolesterol, yani HDL kolesterolün kalp açısından yararları artık bilinen bir gerçek. Peki kalp açısından yararlı olan HDL kolesterol, beyin için de yararlı olabilir mi?


HDL kan dolaşımından kolesterolü alır ve parçalanacağı yer olan karaciğere götürür, bir nevi kolesterol temizleyicisidir. Bu nedenle yüksek HDL kolesterolü iyi bir şeydir. Kalp damarları açısından bu temizleme çok yararlı olmaktadır. Çalışmalar HDL’nin ayrıca inflamasyonu durdurduğunu, kan pıhtılarının oluşumuna engel olduğunu ve vücuttaki diğer kalbe zararlı olayları önlediğini göstermektedir.

Düşük HDL düzeyiyle demans bağlantısı
Son zamanlarda HDL’nin beyne de iyi geldiğini gösteren çalışmalar yapılmakta. Artan sayıda çalışma HDL düzeyinin yüksek olmasının inme riskini azaltabileceğini ortaya koymakta. Örneğin bir çalışma yüksek HDL düzeyi olan kişilerin hafif ya da orta şiddetteki bir inme sonrası tam olarak iyileşmelerinin daha yüksek olasılıklı olduğunu ortaya koymuştur. Diğer araştırmalar yüksek HDL’nin bazı inme tiplerinin oluşma olasılığını azalttığını göstermiştir. Aynı şekilde düşük HDL düzeyleriyle demans arasında da bağlantı belirlenmiştir. Demans, kişinin yaşından beklenen beyin

Yazının Devamı

Soğuklarda egzersiz

31 Ocak 2012

Sağlıklı yaşam için en sevdiğimiz egzersiz türü tempolu yürüyüş. Soğukta havada dışarı çıkmak istemeyenler için dans etmek de eğlenceli ve sağlıklı bir seçim

Ne zaman bir yemek davetine gitsem doktor olduğum için “Vallahi aslında hafif yiyorum ama, bugün ipin ucu biraz kaçtı gibi” diyen biri çıkıyor. İnsan kendini milletin keyfini kaçıran kontrol memuru gibi hissediyor. Böyle topluluklarda elimden geldiğince yemek yiyenlerin yediklerine bakmıyorum, hep başka mevzulardan konuşmaya çalışıyorum ki rahatsız olmasınlar. Davetlerde benim kontrol memuru gibi hareket ettiğim konuysa egzersiz. Yemek işine ne kadar uzak durup milleti keyifli anlarında rahatsız etmemeye çalışıyorsam, tam tersine egzersiz konusunu bir fırsat yaratıp ben açıyorum.
İnsanlar sağlıklı yemek konusuna öyle veya böyle dikkat etmeleri gerektiğini artık biliyorlar, konunun önemine inanıyorlar. Egzersiz ve hareketli yaşam konusundaysa, ben bunun öneminin yeterince bilinip, inanıldığını sanmıyorum. Bu nedenle de kimi görsem “Yürüyüş yapıyor musun?” gibi sorularla işi kurcalıyorum.
Kış aylarında konuştuğum kişiler çoğunlukla, “Kış geldi, havalar kötü, artık pek egzersiz yapamıyoruz, kısmetse bahara” gibi bir

Yazının Devamı

SAĞLIKLI YAŞAM TARZI ÇOK ÖNEMLi

24 Ocak 2012

Fazla kilolar ve göbek çevresindeki yağlar hayatımızı tehdit eden bazı hastalıklar için çok önemli bir alarm ve gösterge

Her kim sigara içmiyor, çok hareket ediyor, sağlıklı kiloda kalıyor ve sağlıklı besleniyorsa bazı kronik hastalıklara yakalanma riskini yüzde 78 azaltıyor demektir.
Kalp krizi, diyabet ve kanser gibi ciddi sonuçları olan hastalıklardan büyük ölçüde korunmanın çoğumuz için sağlıklı bir yaşam tarzına sadık kalmakla mümkün olduğu, basit ama bilimsel bir gerçek. Üstelik kronik hastalıklara yakalanmama formülü hiç de zor değil: Riskimizi azaltmak istiyorsak dört şeye dikkat etmemiz lazım: Sigara içmemeli, fazla kilolu olmamalı, haftada 3.5 saat civarı yani günde yarım saat yürümek gibi fiziksel aktivite yapmalı ve sağlıklı beslenmeliyiz.
Bu söylediklerimizi uygularsak en başta diyabet riskinde yüzde 93 gibi dramatik bir düşme oluyor. Kalp krizi geçirme tehlikesi yüzde 81, inme yüzde 50 ve kanser riski yüzde 36 azalıyor. Bu önerilerin hepsini uygulayamasak da, özellikle göbek çevremizin artmamasına, yani kısaca kilo almamaya dikkat etsek bile epey karlı çıkabiliriz. Tabii genel olarak yaşam tarzımız ne kadar sağlıklıysa, hastalanma riskimiz de o kadar

Yazının Devamı

GEBELiK ÖNCESi VE GEBELiKTE KALP MUAYENESi

17 Ocak 2012

Hamile hanımlar kardiyoloji uzmanına başvurduklarında istenen elektrokardio-grafik ya da ekokardiyografik incelemeyi yaptırmaktan çekiniyor. Kardiyoloji uzmanları ne diyor?

Sınıf arkadaşım kardiyolog Dr. Güven Caner Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi’nde işe başlamıştı. Hayırlı olsun diye ziyaretine gittim. Güven sohbet sırasında hamilelerin kalp muayenesinden çekindiklerinden bahsetti, Kadıköy Şifa Hastanesi’nde de hamilelik en çok rastlanan hasta gruplarından biri olduğundan, yeterince vakayla karşılaşıyordu tabii. “Hamileler kalp muayenesinden çekiniyorlar, EKG veya Eko isteriz de, bebeğe bir zararı olur diye, şikayetleri de olsa kardiyologtan kaçıyorlar” diyordu. Çok ilginçti bu. Güven’den özellikle bu konuyu anlatmasını istedim. İşte Dr. Güven Caner’in genç hanımlar ve hamilerle ilgili verdiği bilgiler:
“Özellikle hamile hanımlar çarpıntı ya da başka bir kalp yakınmasıyla kardiyoloji uzmanına başvurduklarında ve kendilerine elektrokardiografik ya da ekokardiyografik inceleme önerildiğinde çoğu kez bunun bebeklerine ve hatta kendilerine zararlı olabileceğini düşünmekte, yapılmasını çoğunlukla istememekteler. Hamilelik sorunu olmayan kişiler arasında da, az

Yazının Devamı

VÜCUDUN SiNYALLERiNi TAKiP EDiN

12 Ocak 2012

Sıradan gibi görünen hıçkırık ya da mide bulantısı gibi sorunlar, büyük hastalıkların habercisi olabilir. İşte onlardan bazıları

“Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” ne yazık ki hayatımızın her alanına uygulanabilecek bir tanımlama. Tıp alanında da bunun örneklerini görmekteyiz. Tanıyı fizik muayene ve öyküyle koymak, yeni kuşak hekim arkadaşlara nostaljik bir tını gibi geliyor. Halbuki iyi bir öykü ve fizik muayene, hastalıkların yüzde 85’inde sizi doğru tanıya yönlendiriyor, en azından yapılacak tetkikleri aza indirerek sizin de hastanızın da sabrını zorlamıyor.

Kötü kendini belli etmiyor
Bir de işin insan vücudunun son noktaya kadar dayanma prensibi var. İnsanın tüm organları, vücudu tıpkı bir kaleyi savunur gibi savunurken, düşmeden mücadeleyi bırakmaz. Bunun iyi tarafı, birçok hafif hastalığı biz daha farkına varmadan atlatırız. Kötü tarafıysa ağır hastalıklarda biz bir şeylerin farkına vardığımızda çoğu zaman geç kalmış olmamız. Bu nedenle vücudumuzun bize gönderdiği sinyalleri dikkatle izlersek, bir kan tahlilinde ya da bir filmde henüz ortaya çıkmayan bulguları saptayabiliriz.

Hıçkırığın nedenleri
Böyle basit bir şikayetin ne yazık ki gırtlak

Yazının Devamı

DOĞAL BYPASS TEDAViSi

10 Ocak 2012

Tedavi, günde 1-2 saat olmak üzere 35 saatlik kürler şeklinde uygulanmakta, hasta seçimine ve uygulamaya özen gösterildiğinde hiçbir yan etkiye yol açmamaktadır

Geçenlerde ‘Tıpta Yenilikler’ isimli konferansta Kardiyolog Prof. Dr. Gülsüm Şurdum Avcı’nın ‘Doğal Bypass Tedavisi’yle ilgili konuşmasını dinledim. Tabii konferansta, yayınların da işin içine katıldığı, detaylı medikal bilgiler verildi. Kendisinden anlaşılabilir bir dille, bu uygulamayı sizler için yazmasını rica ettim. Gülsüm Hoca’nın yazdıklarını aynen aktarıyorum.
“Koroner kalp hastalığının her döneminde, hem tedavide hem de korunmada yararlı etkileri olan ‘Doğal Bypass Tedavisi’, ABD’de 1995 yılında FDA onayı aldığından bu yana, Dünya’da giderek yaygınlaşıyor.
Birçok ülkede ve ülkemizde ölüm nedenlerinin başında yer alan koroner kalp hastalığının tedavisi için her gün yeni tedavi yöntemleri geliştirilmektedir.
Bunlardan kısaca EECP diye de tanımlanan ‘Doğal Bypass Tedavisi’, kansız, ameliyatsız bir yöntem olup, vücut dışından, belden aşağısına yapılan ritmik masaj niteliğindeki bir uygulamayla kalbin damarlarını genişleterek ve damar ağını zenginleştirerek, kanlanmasını artıran ve daha verimli

Yazının Devamı

YENi YILDA SAĞLIĞINIZA YATIRIM YAPIN

3 Ocak 2012

Böylece hem sağlık harcamalarından kurtulacak hem de uzun yıllar sağlıklı yaşayacağınız için, uzun süre dinç ve zinde bir vücutla işizin ve ailenizin başında olabileceksiniz

Bazı işadamları, iş kadınları, yöneticiler, idareciler, işlerinde başarılı olduklarından, sağlıklarıyla ilgili bir başarısızlığı çoğunlukla akıllarına getirmez. Bu kişiler için sağlıkları da çok iyi yönettikleri bir iştir. Maalesef bu düşünce şekli her zaman doğru sonuçlar vermez. Bugün, iş insanı gözüyle sağlığa bakalım ve 2012 ve sonrasında kendimize ne gibi iyilikler yapabiliriz, görelim.
Aslında sağlık da bonolar, tahviller gibi bir yatırımdır. Bugünden yapacağınız bazı sağlık yatırımları, ileride size büyük kazançlar sağlar. Örneğin sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, stresle baş edip, hayata pozitif bakmak, yıllar sonra size büyük maddi kazançlar getirecek. Böylece hem sağlık harcamalarından kurtulacak hem de uzun yıllar sağlıklı yaşayacağınız için, uzun süre dinç ve zinde bir vücutla işizin ve ailenizin başında olabileceksiniz.

Paranızı yakmayın:
Sigara içmeyi bırakın. Bu sayede kesinlikle daha uzun ve daha sağlıklı yaşarsınız.

Sağlıksız yiyecekler tüketmeyin:
Çoğu sağlıksız

Yazının Devamı