2012 yılının jokeri Avrupa

27 Ocak 2012

DAVOS

Küresel ekonomide hedef küçültme yarışına Dünya Ekonomik Forumu ahalisi de katıldı bu yıl. Dünya Bankası ve İMF’nin dünya ekonomisi için 2012 yılı büyüme tahminlerini aşağı çekmesine paralel olarak Davos’ta esen hava da 2012 beklentilerinin hiç de parlak olmadığını gösteriyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucu Başkanı Klaus Schwab her konuşmasında Forum’un risk raporuna da yansıyan riskleri vurguluyor ve “bıçak sırtında bir dünya”dan söz ediyor. İngiltere Başbakanı David Cameron da dün yaptığı konuşmaya “tehlikelerle
dolu bir dünyada yaşamakta olduğumuzu” belirterek başladı ve özellikle Avrupa’nın ağırlaşan sorunlarını vurguladı.

CEO’lara inanılır mı?
PricewaterhouseCoopers (PWC) adlı uluslararası kuruluşun her yıl Davos’ta açıklanan “küresel şirket CEO’larının beklentileri” raporunda da 2012 ve sonrası için hayli kaygılı bir tablo ortaya kondu. PWC’nin CEO’su Dennis Nally, Davos’un ünlü Belvedere otelinin barında bu yılki raporun sonuçlarını açıklarken benim aklıma beş yıl önce, yani 2007 yılının ocak ayında aynı mekânda söylenenler geldi. PWC’nin o zamanki CEO’su Samuel Di Piazza o günkü açıklamasında, on yıldan beri yapılmakta olan küresel CEO’ların

Yazının Devamı

Türkiye için bulunmaz fırsat

26 Ocak 2012

Dünya Ekonomik Forumu toplantıları için Davos’a ilk geldiğim yıllarda tanıdığım Brezilyalı gazeteci Clovis Rossi’ye kaldığım otelin asansöründe rastladım. Hemen o eski Davos günleri geldi aklıma, dünkü yazımda da değindiğim gibi, Brezilya ve Türkiye o dönemde hep borç sorunları ve aşılması zor görünen çıkmazlarıyla Davos gündemine gelirdi. “Dünya ne kadar değişti, değil mi?”, diye sordum kendisine. “Evet, öyle”, dedi bana büyük bir heyecanla İstanbul’a duyduğu hayranlığı anlatmaya başladı. Davos’a gelmeden önce ilk kez İstanbul’u ziyaret etmiş ve deyim yerindeyse çarpılmıştı.
Dün Davos’ta uluslararası medya mensupları için düzenlenen öğlen yemeği öncesinde, George Soros’un yapacağı konuşmayı beklerken Time dergisinin Hong Kong’da görev yapan ekonomi yazarı Michael Schuman ile tanıştım. Bir yıldan beri Hong Kong’da yaşayan muhatabıma
bu yılki Davos’un parlayan yıldızlarından biri olan Çin’in başarı hikâyesini nasıl değerlendirdiğini sordum.

Çin’i bırak, Türkiye’ye bak
Daha önce Japonya ve Güney Kore’de de görev yapmış olan Schuman, “Çin’in atılımı da temelde Asya modeline uyuyor, devletin rolü çok önemli. Çin, atılım sürecine çok düşük bir bazdan başladığı için ve

Yazının Devamı

Batı’da kriz Doğu’da umut

25 Ocak 2012




Bu yıl Davos’a gelirken, her yıl Ocak ayının son haftasında burada gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı’na ilk katıldığım günden bu yana geçen 14 yılda dünyanın ve Türkiye’nin ne kadar çok değiştiğini düşündüm. Baş döndürücü bir değişim yaşandı bu sürede ve bu değişim Davos’un havasını da değiştirdi. Daha önce sanatoryumlarıyla ünlü olan bu dağ kasabasının “ince hastalığa” iyi gelen havası ne kadar değişti, doğrusu bilmiyorum ama Davos’u küresel bir mekân haline getiren Dünya Ekonomik Forumu’nun havasının büyük ölçüde değiştiğini söyleyebilirim.
1990’lı yılların sonunda bir Türk gazetecisi olarak ilk kez Forum’a katıldığımda kendimi, dünyaya yön veren ve büyük bir özgüven içinde bizim gibi ülkelerden gelenlere akıl öğreten, nasihat veren, “doğru yolu” gösteren ve uyaran Batılıları dikkatle izlemeye çalışan bir öğrenci gibi hissetmiştim kendimi. O dönemde Çinliler henüz pek ortada yoktu ama Brezilya’dan, Arjantin’den, Meksika’dan, Rusya’dan ve diğer “gelişmekte olan” ülkelerden gelen meslektaşlarım da sanırım benzer bir ruh hali içindeydi. Her yıl bu ülkelerden biri ya da birkaç tanesi yaşadığı kriz nedeniyle Forum’un gündemine oturur, “kriz”

Yazının Devamı

Devrimi yönetmek zor olacak

23 Mart 2011

ANTALYA
Merkezi Kahire’de bulunan Ekonomik Araştırmalar Forumu’nun (ERF) bu yıl Antalya’da yapılan yıllık toplantısının ana konu başlığı şöyle belirlenmiş: “Siyaset ve Ekonomik Kalkınma”. ERF İcra Direktörü Ahmed Galal bu başlığın on ay önce belirlendiğini söylerken, “Arap dünyasında farklı şeyler olabileceğini hissetmişiz sanki”, diyor. Arap ülkelerinde yaşanmakta olan devrim çalkantısının kaçınılmaz olarak hem siyasetin hem de ekonominin yeniden yapılandırılmasını gündeme getireceği düşünüldüğünde bu konu başlığı gerçekten de iyi oturuyor yerine.
Şu anda büyük bir değişim sürecinin henüz başında bulunan Arap ülkelerinden gelenleri dinlerken bir yandan ülkelerindeki devrimsel değişimi yaşamakta olmanın heyecanını hissediyorsunuz, diğer yandan bundan sonra yapılması gerekenleri ve olabilecekleri düşünürken derin kaygılar taşıdıklarını fark ediyorsunuz. Bu kaygılar boşuna değil. Eski rejimin mirasından kurtulup siyaseti yeniden yapılandırmanın gündeme getireceği muazzam sorunlara bir de ekonomide karşılaşılması olası sorunları ekleyince, içinden çıkılması zor bir sorunlar yumağının bu ülkeleri yönetecek kişileri beklediğini hemen anlıyorsunuz.

Tunus’ta büyük ikilem
Çeşitli

Yazının Devamı

Türkiye model olabilir mi?

22 Mart 2011

Antalya
Tunus ve Mısır’da on yıllardır ülkelerinin tek hakimi olan devlet başkanlarını devirmeyi başaran halk ayaklanmaları dalgası, Arap aleminde büyük bir umut patlamasına yol açtı. Tunus ve Mısır’da başlayan dalganın etkileri Libya’da, Yemen’de, Bahreyn’de ve son olarak Suriye’de de kendini gösterirken tek adam ya da kraliyet ailelerinin yönetimi altındaki Arap ülkelerinin hepsi bu tehdidi yakından hissetmeye başladı.
Yıllardır adam yerine konmayan ve yönetimde söz sahibi olmayan kitlelerin başkaldırısının bundan sonra hangi sonuçları doğuracağını kestirmek kolay değil ama Arap dünyasında yeni bir dönemin ve muazzam bir arayış sürecinin başladığını görmek için bu dünyadan gelen kişilerle bir arada bulunmak yetiyor. Ben bu fırsatı, Kahire’de bulunan Economic Research Forum (ERF) adlı ekonomik araştırmalar merkezinin bu yıl Antalya’da yapılmakta olan yıllık toplantısını izlerken elde ettim.

Mübarek’in partisi ikinci olabilir
Daha önce Dünya Bankası’nda da görev yapmış olan Mısırlı ekonomist Wafik Grais, cumartesi sabahı Mısır’da yapılan referandumda oyunu kullandıktan sonra uçağa atlayıp, ERF toplantısına katılmak için Antalya’ya gelmiş. Siyasetle ekonomik kalkınma

Yazının Devamı

Yükselen Pazarlar başarılı ama şişen balonlara dikkat

30 Ocak 2011

Davos toplantılarına “Ne olacak bu euro’nun hali?” tartışmaları hâkimdi. Ancak geri planda kalmaması gereken konulardan biri Yükselen Pazarlar’da artan balon riski



Davos’ta katılımcıların an be an takip ettiği Mısır’da yaşanan olaylar Yükselen Pazarlar için manzaranın günlük güneşlik olmadığının kanıtı gibi

Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy’nin “Euro Avrupa’dır” diyerek Avrupa Birliği’nin (AB) para birimine kesin bir dille sahip çıkmasından sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel de Davos’ta yaptığı konuşmada, “Euro bir para birimi olmanın ötesinde Avrupa’nın kendisidir, euro çökerse Avrupa da çöker” diyerek bu konuda ne kadar kararlı olduğunu ortaya koydu. “Euro’yu savunmaya kararlıyız, kimse farklı bir şey düşünmesin”, diyen Merkel, euro’nun geleceğinin tüm Avrupa ülkelerinde gerekli reformların yapılmasına ve rekabet gücünün artırılmasına bağlı olduğunu söyledi.
AB’nin önde gelen iki ülkesinin liderlerinin euro’yu savunmaya ne kadar kararlı olduklarını açıklaması kuşkusuz dikkate alınması gereken bir gelişme ama Davos’ta sergilenen bu kararlılık gösterisinin Avrupa’nın geleceğiyle ilgili kaygıları gidermeye yetmediği de bir gerçek. Bu yıl Davos’ta yapılan tartışmalarda

Yazının Devamı

Her an her şey olabilir (!)

29 Ocak 2011

Davos’taki oturumlarda, siyasetçilerin uğradığı güven kaybının Avrupa’da istikrarsızlık yaratabileceği, piyasalardaki aşırı oynaklığın ani fiyat şoklarına yol açabileceği konuşuluyor. Uzun lafın kısası beklemediğiniz her şey olabilir

Davos’ta katıldığım oturumlarda duyduğuma göre önümüzdeki yıllarda:
- ABD bütçe disiplinini sağlayamazsa piyasalar ABD’nin kredi notunu kırabilir
- ABD işsizlik sorununu ancak doların değerini yüzde 20 düşürerek hafifletebilir
- Yunanistan ve İrlanda gibi AB ülkeleri borç ertelemesine gitmek zorunda kalabilir
- Avrupa’nın büyük bankalarından birkaçı batma noktasına gelebilir

Yazının Devamı

Sarkozy: Euro Avrupa’dır

28 Ocak 2011

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Davos’taki konuşmasında net bir dille euro’nun arkasında olduklarını ve ortak para birimini her koşulda savunacaklarını vurguladı

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy dün Davos’ta yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin (AB) para birimi euro’nun geleceğini sorgulayanlara çok net bir cevap verdi ve “Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birlikte euro’dan hiçbir zaman vazgeçmemeye kararlıyız, euro Avrupa’dır” dedi.
Dünya Ekonomik Forumu’nun dün sabahki oturumunda, Fransa Cumhurbaşkanı ve G20 Grubu’nun dönem başkanı olarak konuşan Sarkozy, sakin bir tonda yaptığı konuşmasında, karmaşık bir dünyada yaşarken ortaya çıkan küresel sorunlara küresel çözümler üretmenin zorunlu olduğunu ve G20’nin bu bakımdan önem taşıdığını belirtti. Küresel krizin tırmandığı ortamda çok önemli bir işlev üstlenen G20’yi küresel sorunlara odaklandırmanın şimdi biraz zorlaştığını ifade eden Sarkozy, “Eğer G20 küresel sorunlara çözüm getirecek kararlar alamazsa meşruiyetini yitirir” dedi.
Konuşmasının sonunda Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab’ın sorularını yanıtlarken, Schwab’ın euro’nun geleceğiyle ilgili bir soru sorması üzerine yüz ifadesi bir anda değişen Sarkozy,

Yazının Devamı