DİŞ ETİ GÜLÜMSEMESİ
Birçok kişi güldüğünde diş etleri fazla göründüğü için rahatlıkla gülemiyor, çoğu kez eliyle ağzını kapatıyor ya da dudaklarını kasarak fazla görünmesini engellemeye çalışıyor. Gülme sırasında 3 mm.’ye kadar olan diş eti görüntüsü normal kabul edilir. Bu sınır 3 mm.’yi geçtiğinde ‘gummy-smile’ yani diş eti gülümsemesi oluşur ve estetik gülüş kriterlerini sağlamaz. Gülüşün sınırlanması ya da fazla görünen diş eti görüntüsü alt yüzde ifade değişimine ve özgüvensiz görünüme neden olur. Bu duruma bazen küçük işlemlerle çözümler sağlanabilir.
Sebepleri nelerdir?
Diş eti gülümsemesinin nedenini belirlemek en önemli aşama. Çünkü birden fazla tedavi seçeneği açısından hangi tedavinin uygulanması gerektiği doktorla tartışılmalıdır.
İskeletsel: Üst çene kemiği aşağı doğru fazla sarkık konumlandıysa bu durum iskeletsel bir problemden kaynaklıdır. Çözümü ortognatik cerrahi yani çene cerrahisidir. Çoğu kez bu cerrahi öncesinde ortodontik tedavi (diş telleri ya da şeffaf plaklarla) ile dişler doğru kapanışa getirilir. Ortodonti uzmanı ve cerrah birlikte planlama yaparak en az 1,5-2 yılı bulan bir tedavi süresiyle alt yüzün uzun görüntüsü azaltılır ve çeneler doğru pozisyonlara getirilir.
Kaslara bağlı: Dudakları yukarı doğru çeken kaslar çok uzun olduğunda ya da fazla aktif olduğunda yumuşak dokulara bağlı bir diş eti gülümsemesi vardır. Bu problemi çözmek genellikle tek seansta lokal anestezi altında yapılan basit bir cerrahi ile mümkündür. ‘Lip repositioning’ veya ‘dudağın yeniden konumlandırılması’ adı verilen bu işlem ile fazla olan yumuşak dokular ağız içinden genellikle lazer ile alınır ve dudakların gülme sırasında aşırı yukarı çıkması engellenir. Yüzde ya da ifadede genellikle bir değişiklik olmaz, gülüş bozulmaz, yalnız dudaklar gülüş sırasında yukarı doğru fazla çıkmaz. Ayrıca diş eti gülümsemesi botoksu ile de yaklaşık 3-4 ay dudağı yukarı çeken kaslar sınırlandırılabilir. Bu tedavinin birkaç ayda bir yenilenmesi gerekmektedir.
Fazla diş eti (Pasif erupsiyon): Çocukluk dişlerinin yerini daimi dişler alırken diş etlerinin diş mineleri üzerini fazlaca kapatması nedeniyle hem estetik hem diş eti sağlığı açısından sorun oluşur. Genellikle yapılan klinik muayenede diş minesi ile kök sınırını birbirinden ayıran çizginin çok daha aşağısında konumlanmış diş eti dişlerin de gerçekten daha kısa görünmesine, bir bakıma gizlenmiş diş görünümüne neden olur. Bu tür durumlarda periodontal tedavinin (diş eti tedavisi) amacı sadece estetiği iyileştirmek değil, aynı zamanda diş eti, çene kemiği ve kök-mine birleşimi arasındaki normal ilişkiyi yeniden kurarak periodontal (diş eti çevresi) sağlığı geri kazandırmaktır. Bu problemin çözümü genellikle tek seansta yapılan bir diş eti cerrahisi ile sağlanır. Önceden belirlenmiş ve planlanmış miktarda genellikle lazerle alınan diş etlerinin ve altındaki kemiğin doğru sınırlara getirilmesi ile yapılan bu işlemin ismi ‘kuron boyu uzatma’ olarak geçer.
Kemiğin konkavlığı: Dudak-burun arası bölgesi dış bükey görünen birçok kişinin yan profil estetiği güzel olmadığı gibi, bu dış bükey çene kemiği nedeniyle üzerindeki yumuşak doku gülme sırasında yukarıya doğru çıkmaya daha meyillidir. Bu bir masanın üzerinde örtülen masa örtüsü gibi düşünülebilir. Örtü masanın şeklini alır. Benzer şekilde kemik çok önde ise, bıyık bölgesindeki yumuşak doku da önde konumlanır. Genellikle tek seansta lokal anestezide yapılan ‘osteoplasti’ ile kemiğin dış bükey kısımları düzeltilir. Bu sayede hem dudakların yukarı doğru çıkması engellenir, hem de burun-dudak arasındaki açı doğru estetik sınırlara getirilir.