Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yani, “Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için”. Bu söz Alexandre Dumas’nın Üç Silahşörler romanının içinde geçer. Atos, Portos ve Aramis. Ve daha sonra onlara katılan Dartanyan. Biri diğerleri için her türlü fedakârlığı yapmaya hazırdır. Diğerleri de herhangi biri için. Müthiş bir birlikteliktir bu.
Güney Avrupa, özellikle de Yunanistan sıkıntıda. Peki, küresel krizde eşgüdüm ve dayanışma gösteremeyen AB bu kez güneydeki, Akdeniz sahilindeki üyeleri için fedakârlığa katlanacak mı? İspanya çok yüksek bir işsizlik oranından, İtalya ve Yunanistan da kamu borçlarından mustarip. Ancak AB’yi şu aşamada, en çok Yunanistan ilgilendiriyor.

Yine Almanya’ya el açılıyor
16 ülkenin katıldığı Brüksel zirvesinden henüz net bir sonuç çıkmadı. Yunanistan’a nasıl yardım edilmesi gerektiği konusunda öneriler oldukça belirsiz görünüyor. Ancak bu bekleniyordu. Her seferinde her türlü bedeli ödeyen Almanya bu kez mesafeli.
Liderler iki nokta üzerinde duruyor. Birincisi, Avrupa’nın daha dinamik hale getirilmesi, yani sistemin güçlenmesi. İkincisi de Yunanistan’ın milli gelirinin yüzde 13’üne ulaşan bütçe açığını kapatma yönünde bazı adımları atması. Zirvede karşılıklı krediler, AB fonlarının peşin ödenmesi, hatta özel kredilerden AB kefaletiyle yararlandırılması da tartışıldı. Fakat Alman lideri Merkel euro’yu tehlikeye sokmamak için her türlü yardımın Yunanistan’a yapılacağını belirtmenin siyasal olarak yeterli olacağı kanısında. Daha fazla ikili yardımın anayasaya aykırı olacağını düşünüyor. Ayrıca Papandreu’nun açık daraltma programını da pek doyurucu bulmadığı gibi, aylık bütçe perforsmanlarının AMB ve IMF tarafından izlenmesini istiyor.
Yunanistan ise şimdilik her yıl bütçe açığını milli gelirinin yüzde 4’ü toparlamayı taahhüt ediyor. 2012 yılında da (küresel kriz tam anlamıyla geçince) çok sert tedbirler alabileceğini belirtiyor. Bu arada Merkel’in koalisyon ortakları Yunanistan’a yapılacak yardımları bir alkoliğe “bir fırt içki verilmesi” olarak niteliyor. Yani Almanya’nın işi zor.

Şeffaflık ve meşakkat şartı
Öte yandan, krizin (diğer ülkelere) bulaşmaması için yardım da şart. Nitekim Merkel ve Sarkozy ortak basın toplantısında dayanışmanın ancak Yunanistan’ın göstereceği şeffaflığa ve meşakkate bağlı olduğunu belirttiler. Sonunda da Sarkozy patlattı: “Spekülatörler şunu anlamalıdır ki, euro’yu korumak için gereken her taktiği uygulayacağız!” İspanya lideri Zapatero da bu krizi regülasyonlara karşı direnen kötü niyetli spekülatörlerin çıkardığını söyleyince ortalık karıştı. Zapatero bu spekülatörlere karşı AB’nin siyasal dayanışma içinde olmasını talep ediyor.
Euro dolaşıma ilk girdiğinde, en büyük endişe onu nasıl ve kim tarafından siyasal açıdan korunacağıydı. Bunun için tüm üye ülkelerin eşgüdüm içinde mali disiplin uygulaması gerekiyor. Ama tam da krizin göbeğinde bu hiç de kolay değil. Kimilerine göre liderlerin göstermeye çalıştığı bu dayanışma da riskli. Çünkü bu aşamada IMF sadece teknik destek veriyor.