Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta Başbakan’ın Roman kökenli vatandaşlarımızla yaptığı buluşmayı aylar önce İzmit’teki Roman hemşerilerimden öğrenmiştim. Hatta benden sorunları hakkında önerilerde bulunmamı bile istediler. Şimdi birçokları Başbakan’ın bu açılımını alkışlıyor. Ancak bir durup düşünmek gerek. Ne hedeflendi? Sonuçta ne oldu?
Romanlarla büyüdüm desem yeri var. Kandıra’da Romanların iki mahallesi vardır. Fakat bizim Romanlar yerleşik olduklarından kalaycılık filan değil, başta çalgıcılık olmak üzere her iş yapar. Mustafa Kandıralı’nın ağabeyi meşhur klarnet virtüözü Şaşkın lakaplı İsmail Kandıralı Kandıra’da eskicilik yapardı. Ne yazık ki, neşe dolu bu insanlar dramatik düzeyde toplumsal sorunlarla boğuşuyor. Ve sorunlar yerine göre değişse de, değişmeyenler var; başta da eğitimsizlik ve yoksulluk.
Önce birkaç konuda anlaşalım. Ülkemizde en fazla baskı gören kesim Kürtler değildir. Romanlardır. Hatta Romanların toplumdaki yeri ile Kürtleri karşılaştırırsak Kürtler bu âlemin kralı sayılır! Fark; Romanlar başkaldıramayacak kadar ezik olduklarından ve küresel olarak aşağılandıklarından yabancılar tarafından kışkırtılmazlar.

Haberin Devamı

Yat aşağıya, 22 yıl!
Rahmetli babam ceza davasına girmezdi. Ama bir gün Kandıra’da bir düğünde vurularak öldürülen bir kişinin suçunu jandarmanın zorla bir Romana kabul ettirmesi karşısında isyan edip avukatlığını üstlenmişti. Beni de 10-12 yaşlarında bu davanın son duruşmasına götürüp bir duyarlılık vermeye çalışmıştı. Çırpındı durdu. Ama derdini hâkime anlatamadı. Hâkim attı Çingene’yi hapse! “Yat aşağıya, 22 yıl!”
Bundan birkaç yıl önce Konda Türkiye’de etnik yapı üzerine bir araştırma yapmıştı. Fakat araştırmada, 40 bin Laz bile görünürken, Romanlar gözükmüyordu. Açtım telefonu Tarhan Erdem’e, sordum. O da “Demek ki, görünmeyecek kadar sayıca az olsa gerekler” dedi. Oysa Türkiye’de Romanlarla ilgili en düşük tahmin bile 500 bin. Hatta İngiliz The Economist dergisine göre 1.5 milyon. Anlaşılan Romanların adı bile yok.
Romanlar genellikle batıda ve Trakya’da yoğunlaşmışlar, ama ülkenin her yerinde oldukları biliniyor. Sorunları da çok. Ama ne düşüneni var, ne de çözeni.

Haberin Devamı

Çok yoksullar
Baştan başlayalım. Eğitimde fırsat eşitlikleri yok. Eğitimsizler. Birçoğu okuma yazma bilmiyor. Ayrımcılığa tabi tutuldukları ve eğitimsiz oldukları için de işsizler. Yani yoksullar. Açılım bunları mı içerdi? Hayır. Romanlar hâlâ işsiz, hâlâ yoksul. Artık çadır dönemi bitti. Yerleştiler. Belli mahallelerde oturuyorlar. Ama bu mahalleler altyapı yoksunu. Oturdukları yerlere de ev demeye bin şahit ister. Bu konuda Roman açılımı ne yaptı? Sadece Sulukule’de (ki o da İstanbul’daki bir yerleşme merkezi) yaşayanları işlerinden ve komşularından çok öteye taşıdı. Istırap katmerlendi.
Çoğu Roman uyuşturucu batağına, hırsızlığa, hatta katilliğe uzanan geniş bir suç alanının içine düşmüş durumda. Peki, bu konuda ne yapıldı? Yine koca bir hiç! Açıkça söyleyelim; Başbakan Roman açılımıyla sadece oy alamadığı Romanlardan oy almaya çalışıyor. Ama bir şey yapmış değil.