Bu hamur çok su kaldırır

5 Kasım 2023

Baştan sona “muammalı” bir maç izledik. Yüksek kalitede ikili mücadeleler, yardımlaşmalar, fırsat arayan kurnazlıklar peş peşe geldi. Daha da dikkati çeken olay, tarafların birbirini durduramadıkları anlarda başvurulan fauller ve beklenmeyen zamanlarda atılan goller oldu.  
Sıkı ve köklü bir rekabete yakışmayacak sayıda çok az şut atıldı. Fenerbahçe’nin ilk isabetli şutunu ikinci yarıda gördük. Trabzonspor’da ise sadece 3 şut vardı başlangıçta… Üçü de isabetliydi. Üçü de gol oldu.. 
Onuncu dakikada Visca’nın ortasına dokunan Onuachu ile gelen gol… Ardından 46. ve 48. dakikalarda sadece oynayan ev sahibini değil, tribündeki taraftarlarını da şoke eden Berat ve Pepe golleri… İşte “muammalı” maç dememiz bundan. Kimsenin tahmin etmediği bir oyun. Hiç kimsenin beklemeyeceği bir skor. Garip ve tuhaf bir maç.   
Maçın bir saati doldurduğu dakikalarda Fenerbahçe’nin öfkesi ve isyanı, rakip ceza alanında Tadic’in Mehmet Can tarafından

Yazının Devamı

Haydi Kartal, uçmalısın!

1 Kasım 2023

Beşiktaş zor bir dönemde. Ahmet Nur Çebi ve arkadaşları, bugüne kadar iyi niyetle, gerçekleri doğru yorumlayarak, harcamaları ve futbolcu seçimlerini olabildiğince doğru tercihlerle yöneterek hizmet etmeye çalıştı. En azından bu iyi niyetli, maceradan uzak yaklaşım nedeniyle kendilerine teşekkür edilmelidir.
Başkan Çebi’nin erkene çekilen (26 Kasım /3 Aralık) kongrede aday olup olmayacağı henüz bilinmiyor. Yönetim kurulundaki çalışma arkadaşlarından Emre Kocadağ, medya ile yaptığı maç sonrası görüşmede “Beşiktaş için her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğunu” bildirdi. Bence bu bir adaylık manifestosudur. Çebi’nin devam ya da aday olmama kararına göre kesin biçimini  alacaktır.
Başka adaylar da var… Eski başkanlardan Serdar Bilgili, yöneticilerden Metin Keçeli, İsmail Ünal, Doğan Küçükemre, daha önce de aday olan Serdal Adalı’nın bu defa mutlaka aday olması için baskı uyguluyorlar. Halen Amerika’da olan Adalı, finansal sorunları çözebilecek ve

Yazının Devamı

İlaç gibi gollerle...

31 Ekim 2023

Kongre var, yöneticiler pek sessiz, ortada görünmüyorlar... Maç var, kadroya bakarsanız Aboubakar, Amartey, Colley, Masuaku, Tayfur, Umut ve Rosier yok. Bir sakatlık halleri... Mert de cezalı... Bu kadar dağınık ve yokluk içindeki Beşiktaş, Sumudica ile dikenli bir takım haline gelen Gaziantepspor önünde sık sık gol korkuları yaşadı. Öyleki, gol beklentisi Beşiktaş’ta 0.26, Gaziantep FK da 0.44 olarak çalıştı.
Beşli savunma ile oynatıyor Gaziantep FK’yı Sumudica... Önde Riascos ile Draguş birbirlerini tamamlayan, rakibi tehdit eden çift santrfor... Yani Beşiktaş’ta Cenk Tosun ile Aboubakar’ın oynaması düşünülmeyen bu “çift” pozisyonu Gaziantep’te sahiden iş görüyor. Hayır, gol atmadılar ama her fırsatta yakaladıkları toplarla çok çabuk Beşiktaş ceza alanına indiler. Neyse ki, Bailly ve Necip kaleci Ersin ile birlikte bu korkuları sindirmeyi başardı.
Beşiktaş, evet topla daha çok oynayan takımdı. Şutlarda da öndeydi ancak attıkları gollere gelene kadar daha batıcı, daha sivri takım Gaziantepspor olarak

Yazının Devamı

Dikkat alışkanlık yapar

27 Ekim 2023

Anlaşılan o ki Lugano maçının yarattığı şok, henüz atlatılmamış. Sadece skor tabelasında yazılan puan kaybının dışında bir de kimlik kaybı var sanki. O Lugano maçı Beşiktaş’ın moralini bozmakla kalmamış.. Özgüven kaybının da ötesine taşmış... Dilim varmıyor ama söyleyeceğim: Beşiktaş’ın kimyası da bozulmuş.
Bu güvensiz, moralsiz, şaşkın ve dağınık Beşiktaş’ın bir de Bodo ayazında yer yer donmuş yapay çim zemininde fiziksel sıkıntıları da oldu. Topa hamle ederken ayağı kayan, dengesini kaybetmemek için çabalarken topu kaybeden, güvenli pas zinciri oluşturamayan Beşiktaş dakikalar ilerledikçe oyun heyecanını kaybetti. Lugano maçı, arada bir İstanbulspor tesellisi, Galatasaray karşısındaki ağır zayiat, dün de Bodo’nun 29. dakikada Gronbaek ile attığı golünde sanki kaybetmeye ve yenilmeye alışmaya başlamış bir Beşiktaş gösterdi bize.
Bu tespit çok endişe verici çünkü Beşiktaş dün yaşadıklarının ardından gelecek haftalarda da başka sıkıntılar yaşayabilir. Konferans Ligi’nden vazgeçtim, Süper Lig’de de sıra takımı

Yazının Devamı

Cumhuriyet’in şımarık çocukları

25 Ekim 2023

Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlamaya başladığımız şu günlerde, tarihe kaydettiğimiz spor notlarına bakmakta yarar var. Öncelikle şunu anımsatarak başlamak istiyorum:
Mayası zaferler ve devrimlerle karılmış şanlı Cumhuriyetimizin hayatın her alanında etkisi, sözü ve damgası vardır. Elbet, sporcu evlatları da yüz yıllık tarihin hemen bütün dönemlerinde Devlet’ten ilgi, sevgi, destek ve anlayış görmüştür. Eğitimden kültür ve sanata, ekonomiden bilim ve teknolojiye kadar hemen her alanda Devlet Baba’nın evlatları olarak kucaklanan sporcular, iddia ediyorum ki Türkiye Cumhuriyeti’nin en haylaz, en afacan, en şımarık, aynı zamanda en sevimli, en başarılı, ama bu arada en savruk, en maceracı çocuklarıdır.
Atatürk’ün başkanlığındaki Cumhuriyet Hükümeti, tarihimizin en bağımsız ve sivil spor örgütü olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nı (TİCİ) “kamu yararına hizmet eden” kuruluş olarak kabul ederken, onları kararlarında özgür bırakmış, bu arada devlet bütçesinden ayrılan paralarla da desteklemiştir. Sportif

Yazının Devamı

Yanlış mekan, erken zaman

22 Ekim 2023

Bu maça “derbi” demek fazlaydı.. Abartmış olabilirdik. Bizim bildiğimiz derbi, oyunun öncesinde, esnasında ve sonrasında tarafların birbirine meydan okuduğu, tempolu, etkili ve bol pozisyonlu bir müsabaka olmalıydı. Hayır, tek taraflı bir gösteriye tanık olduk. Bütün hamleler Galatasaray’dan geldi. Beşiktaş bu hamlelere tek ciddi (!) tepkisini, kaleci Mert’in 30. dakikada, ceza alanı dışında net bir gol pozisyonuyla şuta hazırlanan Icardi’ye kayarak faullü biçimde düşürmesiyle gösterdi. Tartışmaya gerek yok. Elbette kırmızı kart. Beşiktaş 10 kişi kaldı.
İstatistiklerde geride,  oyunda tepkisiz Beşiktaş, personel sayısında da eksik kalıyordu. Oysa daha çok oyuncuya (!) ihtiyacı vardı Kartal’ın.
Galatasaray bilinen savunma ve forvet dizilişini bozmamış, sadece merkezde Torreira ile Kaan Ayhan’ı eşlemişti. Dünkü oyunda takımca kalitelerini, alışılmış kaliteli hücum oyununu tekrarladılar. Sadece şunu söyleyelim: Bu sezon oynadığı maçları “Gol Show”a çeviren. Sürekli sakin bir gülümseme ile işini yaparken eğlenen

Yazının Devamı

Mauro vs Vincent

18 Ekim 2023

Biliyorum, kim olduklarını anladınız. İcardi ile Aboubakar’ı yakın çevrelerinde, takım arkadaşları arasında ve ailede çağırılan adlarıyla yazıya aldım. Cumartesi günü oynanacak Galatasaray-Beşiktaş maçında karşı karşıya gelecek iki golcü huzurlarınızda. İkisi de çok başarılı, ikisi de iyi profesyonel, ikisi de çok iddialı. İkisi de hem golü bulmak için, hem de takımlarının kazanması adına samimiyetle, kalpten mücadele edip varını-yoğunu ortaya koyan oyuncular. Öyle ki daha stada giderken yolda “alkış biriktirmeniz” (!) gerekiyor. Çünkü, daha maç başlamadan, sahaya çıkıp ısınma hareketleri yaparken o alkışlara ihtiyacınız olacak.
Şakadan istatistiklere geçelim: Mauro İcardi Süper Lig’de (8 maç) 8 gol, Şampiyonlar Ligi elemelerinde (4 maç) 3 gol, Şampiyonlar Ligi’nde (2 maç), 1 gol ile toplam 14 maçta 12 gol atmış. Kıskanılacak sayılar.
Vincent Aboubakar’ın Süper Lig’de (8 maç), 4 gol, UEFA Konferans Ligi elemelerinde (6 maç), 5 gol, Konferans Ligi’nde (2 maç) 2

Yazının Devamı

Başkanı bırak, takıma bak!

11 Ekim 2023

Kariyerinin belki de en acı gününü Portekiz’le oynadığımız Dünya Kupası play - off maçında yaşadı. Penaltı düdüğü çalınca hangi takımın formasını giyerse giysin, beyaz noktaya buyur edilen adam, o talihsiz vuruştan sonra Milli Takım’dan ayrıldığını açıklayınca, kimse itiraz etmedi. Vefa göstermedi. Bir veda maçına çağırılmadı. Burak Yılmaz, Milli Takım’dan görmediği vefa, teşekkür ve saygıyı şimdi Beşiktaş’ta görüyor. Elbette büyük bir baskı ve sorumlulukla baş başa. Yine de büyük bir sevgi ve sevinçle taşımaya çalışıyor yükünü.Şenol Hoca’nın istifasından sonra İstanbulspor’a karşı ilk sınavından başarıyla çıktı ve hemen milli aradan sonra oynanacak Galatasaray maçına odaklandı. Öğrendiklerimi buraya not ediyorum.Burak Hoca (artık bu unvana alışmalı), futbolcuların psikolojik durumlarını, sosyal ilişkilerini, aile yaşamlarını biliyor ama kişilikleriyle uğraşmıyor. Antrenmanda en yüksek verimi alabilmek için “motivasyon” dediğimiz alana sabahtan

Yazının Devamı