Cansen Erdoğan (Avukat – Yazar)

Cansen Erdoğan (Avukat – Yazar)

cansen@leburo.com

Tüm Yazıları

 Diyoruz ya ne nesilmişiz, görmediğimiz bir şey kalmadı diye, vallahi de öyle billahi de öyle!

Sıcak savaş- soğuk savaş; İkisi de gözümüzün önünde yaşandı mesela! Pandemi yaşadık dünya olarak, darbe girişimi geldi başımıza, seldir- çığdır- yangındır hepsinin en şiddetlisini gördük valla! Deprem desen, ülkece sarsıldık, milletçe yıkıldık! Uzaylılar gelmiş dediler, onca şeyden sonra açıkçası buna da pek şaşırmadık!

Hemen her şeyi gördü bizim nesil, İngiltere’nin hiç ölmeyeceğine inanmaya başladığımız, ölümsüz sandığımız kraliçesi Elizabeth’in vefatını gördük bir kere! Dahası Elizabeth’in taç giyişinden 70 yıl sonra bu kez de taht hasretiyle yanan oğlu Prens Charles’ın da taç giyişine tanık olduk yine. İngiliz kraliyet ailesinin tarihi virajlarında biz de pistteydik anlayacağınız, dedim size bizim nesil özel diye!

Haberin Devamı

Annesi İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in 1953'te yapılan ve 8 bin 200'den fazla davetlinin katıldığı taç giyme törenine kıyasla Kral Charles'ın daha küçük çaplı ve kısa sürecek taç giyme törenine, 203 ülkeden 2 binin üzerinde konuk katıldı. Londra’daki Wesminster Abbey Kilisesi'nde gerçekleşen törene, kraliyet üyelerinin yanı sıra siyasi liderler ve ünlü isimler de katıldı. Törenin kutsallığı, kadim dönemlere uzanan öneminden, ruhani havasından çok magazinsel kısmı merak uyandırdı. Kim ne giymiş, kim kiminle konuşmuş, kimler birbiriyle kavgalı kimler birbiriyle yağlı ballı, bu kısımlar heyecanlıydı. Prens Harry törene, eşi ve çocukları olmadan yalnız geldi. Pek kimseyle konuşmadan, töreni izleyip görevini yaparak ayrıldı. Benim de içim en çok buna acıdı. Ya sen koskoca bir imparatorluğun varisi-prensisin, bir kadın uğruna sahip olduğun her şeyi, sadece kendinin değil çocuklarının da geleceğini bir kalemde silmişsin! Tamam ünvanlarını bıraktın, saraydan ayrıldın, yetmedi ülkeni terkedip Amerika’ya taşındın da ailen hakkında çıkıp konuşmana, sırlarını üç-beş kuruşa televizyonlara satmana, baban ve ağabeyin hakkında sonradan yüzlerine bakamayacak açıklamalar yapmana gerek var mıydı ya! En önde, protokolde oturmak hakkınken arka sıralarda- önemsiz biriymiş gibi oturmak yakıştı mı sana! Haklıyken haksız olmanın ne demek olduğunu en iyi sende gördüm valla! Sadece ailenin değil kendi itibarını da yerle bir ettin boşu boşuna!

Haberin Devamı

Törenin bana göre en ilginç taraflarından biri Camilla’nın eski eşi Andrew Parker Bowles’ın da törene gelmesiydi. Eski eşinin kraliçe oluşunu izlemek medeniyet mi sizce, genişlik mi? Gerçi karısının başka birine aşık olduğunu bile bile yaşadı yıllarca, herkesten önce o kabullendi ki bu ilişkiyi! Tuhaf olan eski eşinin kraliçe oluşunu izlemek mi!  

Yalnız o değil de Charles da sözünün eriymiş valla! Camilla’ya yıllarca; “Bekle beni, alacağım seni” dedi dedi, bıraktı Diana’yı, onunla evlendi! “Kral olacağım, sen de kraliçe olacaksın” dedi, işte o da gerçekleşti! Camilla dersen, kadın sadece İngiltere’ye,  kraliyete değil dünyaya direndi! Diana, spot ışıkların altında mücevher gibi parlarken o gölgeler arasında sırasını bekledi. Prenses Diana gönüllere taht kurdu, Kraliçe Camilla tahta oturdu! Geç de oldu güç de oldu ama oldu neticede! Onlar erdi muradına, biz de çıktık kerevetine!

Haberin Devamı

Ölmeden nihayet kral olabilmiş Charles da inşallah görevini layığıyla sürdürsün,

Bana müsaade, gerisini İngiltere düşünsün!

…………………………………..*………………………………………………..

Sıra “Shedoo”da;

İngiltere’ de 70 yılın ardından yeni kralın taç giyme töreni gerçekleşirken Fas’ta da yılın düğünü yapıldı!

“Yılın Düğünü” olduğunu ben söylemiyorum yalnız, gelinle damat öyle olduğunu düşünüyorlar, düğünü katılan davetliler de aynı şeyi düşünüyorlar!

Sosyal medyanın popüler ismi, Acun Ilıcalı’nın eski Şeyma Subaşı, uzun süredir aşk yaşadığı sevgilisi Mohammed Alsaloussi ile Fas'ın Marakeş şehrinde nikâh masasına oturdu. Daha önce defalarca ayrılıp barışan çift, bu kez evlendi.

Son dönemin popüler mesleği influencer olarak yediğini, içtiğini, gezip gördüklerini, giysilerini kısaca hayatını takipçileriyle paylaşan Subaşı, Ilıcalı ile evlenmesiyle gerek Türk halkı gerekse de basın tarafından hep ilgiyle takip edildi. Yaşadığı ultra lüks hayat, özel uçaklar, helikopterler, yüksek bütçeli tatiller, merakla takip edildi. Mısırlı bir şeyhin oğlu olan Meedo ile evlenerek bir kendisi bir de İranlı işadamı Reza Zarrab ile evlenen Ebru Gündeş, Ortadoğu’nun ekmeğini layıkıyla yedi. Belki çok bedel ödediler ama bu ışıltılı hayatı, onlar seçti.

Ilıcalı ile evlendikten sonra ‘Şeymacun” olarak anılırken Mısırlı işadamı ile evlendiğinde ortaya çıkan ‘Sheedo’ hashtag’ini çok sevmiş gibi! Çölün ortasında, hiçbir masraftan kaçınmadan yapıldığı söylenen düğün, çiftin sık sık katıldıkları Burning Man’ festivalinin düşük bütçeli hali gibiydi. Meedo’nun sünnet kıyafetini andıran damatlığına girmeyeceğim ama Şeyma’nın gelinliğinin tam da düşündüğüm gibi olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Vücuduna fazlasıyla güvenen bunda da haksız olmayan Şeyma’nın gelinlik seçimi, bu güveni fazlasıyla gösteriyordu. 30’lu yaşlarda olmasına rağmen 20’li yaşların coşkusuyla yaşayan Şeyma Subaşı’nın bu coşkusu; ‘Çok mutlu bir gelin’den ziyade sanki ; ‘Bakın ne kadar mutluyum, çatlayın da patlayın’ imajı veriyordu. Sosyal medya platformu İnstagram'ın ücretli aboneliğini kullanarak oradan da para kazanan Subaşı’nın; "Düğünüme ruhu özel insanlar katılacak, ablam dahi hayatımda olmayacak" açıklaması da gündeme damgasını vurmuştu. Her şeyin kameralar önünde yaşandığı, ev- aile hayatının, sevginin, aşkın hatta evladın dahi tüm şeffaflığı paylaşıldığı bu hayat size de; Yüksek maliyetli bir Truman Show’u hatırlatıyor mu? Hani 30 yaşına kadar bir fanusun içerisine kıstırılmış halde kendisinin haricinde herkesin bildiği sahte bir hayat yaşayan Truman Burbank’ın hikayesinin anlatıldığı meşhur film! Truman ile Şeyma arasındaki tek fark, Şeyma’nın her şeyi biliyor olması! Yoksa kameralar, fotoğraf makineleri karşısında yaşanan hayat, herkesin çekirdek çitleyerek kah ah kah of çekerek bu hayatı izliyor olması neredeyse aynı! Yaratılmış suni bir cennet, Şeyma da bu cennetin hurisi! Bedeli ağır ama o kadar da keyifli!

Velhasıl Türkiye’den Mısır’a gelin giden Şeyma Subaşı, Mısır kraliçesi Kleopatra’nın tahtına da oturur,

Süt banyolu fotoğrafları, gündeme tepeden oturur! Kütüphanesi, piramitleriyle ünlü Mısır da, bol tuzlu patlamış mısır olur!

………………………………………………*………………………………………….

Asıl Engel Yürekte;

Bu hafta farkındalıklarımız bakımından önemli de bir hafta aynı zamanda! Birleşmiş Milletler'e üye 156 ülkede aynı tarihlerde kutlanan özel bir hafta;  Dünya Engelliler Haftası!

Her insan doğuştan başkalarından farklı pek çok özellikle doğuyor. Bu özelliklerin bazıları, kişileri “engelli” kategorisine soksa da başkalarına kıyasla üstünlükler de sağlayabiliyor. Belli bir konuda fiziksel engeli olan kişiler, başka bir alanda çok yetenekli olabiliyor. Engelli doğmak da engelli olmak da bir çeşit kader çoğu zaman. Tamamen sağlıklı anne ve babadan doğmuş, sağlıklı kardeşlere sahip sadece DNA'da meydana gelen küçük ama önemli bir mutasyon yüzünden engelli olan çok kişi var hayatta.

Zordur engelli olmak! Engelli birini gören çocuklar hayretle işaret eder; 'Anne, bu niye böyle?' diye! Ebeveynler ise bazen inanılması zor cevaplar verir; 'Annesinin lafını dinlememiş böyle olmuş' diyen de olur, 'Allah çarpmış' diyen de! Bedensel rahatsızlığı olmayan kişilerin kolayca yaptıkları işleri yaparken sarf edilen yoğun çabanın takdir edilmesi gerekirken, acıma hissi ağır basar. Bazen samimi çoğu zaman samimiyetsiz yardım teklifleri yıpratır karşısındakini. Engelli kişileri yıpratan engelleri değil aslında, onlara farklıymış, başka dünyadanmış gibi davranan kişilerdir aslında!

Ülkemizde engellilerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasını teşvik ve temin ederek ve doğuştan sahip oldukları onura saygıyı güçlendirerek toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarda tam ve etkin katılımlarının sağlanması ve engelliliği önleyici tedbirlerin alınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak amacıyla 5378 sayılı “Engelliler Hakkında Kanun” düzenlenmiştir. Bu Kanun engellileri, ailelerini, engellilere yönelik hizmet veren kurum ve kuruluşlar ile diğer ilgilileri kapsar.

10 Mayıs- 16 Mayıs Engelliler Haftasında, bence en çok vurgulanması icap eden; Engel yürekte değilse sorun teşkil etmeyeceğidir.

Ve unutmamak gerekir ki; Asıl engelliler, karşılarına çıkan engelleri geçemeyenlerdir!

………………………………………*…………….………………………

HAFTANIN EN’LERİ;

Haftanın Kararı; Akdeniz’in incisi İspanya’dan geldi! İncisi diyorum çünkü ülke, aldığı kararla bu değerli sıfatı valla hak etti! Hükümet, aşırı sıcak havalarda açık alanlarda çalışmanın yasaklanmasına ilişkin bir karar alacağını duyurdu! Gerekçe olarak da; İnsanların yaşamlarına direkt etki eden iklim değişikliği ile mücadelede, çalışma standartlarının da değişmesi gerektiği" belirtildi! Bravo diyorum ve “Aşırı sıcaklarda sadece açık alanlarda değil hiç çalışmama” kararı alan ülke çıkıncaya kadar İspanya’yı favori ülke kabul ediyorum!

Haftanın Babası; 79 yaşında 7'nci kez baba olan Robert De Niro! Özel hayatı hakkında konuşmaktan kaçınan Oscar ödüllü oyuncu, bugüne dek hayatındaki kadınlarla ve onlardan olan çocukları hakkında da açıklama yapmamıştı. 79 yaşında cinsel hayatının hala aktif olmasına mı şaşıralım, bu yaşta çocuk yapmasına mı bilemedim! 100 yaşına daha çok var, bu adam 2 tane daha çocuk yapar bu hızla, diyeyim! Allah akıl fikir versin sözünü de ekleyeyim!

Haftanın Pes edeni; Dünyanın çılgın çocuğu Elon Musk! Twitter’ın CEO’su Elon Musk, bu görevi bıraktığını, yeni bir CEO'nun işe başlayacağını açıkladı! Musk, birkaç ay önce şirketin yöneticiliğini üstlenecek kadar "aptal" birini bulur bulmaz Twitter CEO'luğu görevinden istifa edeceğini, sonrasında sadece yazılım ve sunucu ekiplerini yöneteceğini belirtmişti! Görünen o ki aranan ‘aptal’ bulunmuş, Musk, diğer şirkete odaklanarak Tesla yoluna baş koymuş!

Haftanın Girişimi; Medeniyetler ülkesi Amerika’dan geldi! Yapay zekanın, günlük hayatın hemen her yerinde uygulanabilirliğinin anlaşılmasıyla bu konuya yapılan yatırımlar da hız kazandı. Amerika da  7 yeni ulusal yapay zeka araştırma enstitüsünün kurulması için 140 milyon dolarlık fon sağlanacağını açıkladı! Biz hala; ‘Sakız çiğnemek orucu bozar mı- bozmaz mı’ tartışaduralım, adamlar yapay zekayla teknolojide çığı açıyor! Ne diyeyim atı alan Üsküdar’ı geçiyor, bize de arkasından bakmak düşüyor!

Haftanın Yarışması; Bir zamanlar Türk televizyonlarının da gözdesi olan; ‘ Eurovision Şarkı Yarışması’

Her yıl heyecanla beklediğimiz, hangi ülke bize, kaç puan verecek- kim dost kim değil bileceğimiz, ailecek oturup yüreğimiz pır pır izlediğimiz bu yarışmaya, Türkiye 10 yıldır katılmıyor! 1. de olmuşluğumuz var sonuncu olmuşluğumuz da! Gene katılsak gene ülkece heyecanlansak, ailecek- milletçek paylaşsak olmaz mı ya!

Haftanın Endişesi; "Buzlar Kıtası" Antarktika, bu yıl rekor seviyede erimeye devam etmesi! Önceki yıllarda deniz buzları ile kaplı olan alanların erimesi sonucu gemiler için yeni rotalar açılırken, küresel iklim değişikliği sonucu oluşan yeni rotalar, kıtada çalışma yürüten bilim insanları için de endişe verici olarak kabul ediliyor! İklim değişiyor, küresel ısınma almış başını gidiyor, kuraklık ciddi boyutlara ulaşıyor, bilmiyorum dünya nereye gidiyor! Kıyamet kopmak için hala ne bekliyor!

 

CANSEN ERDOĞAN