Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları

Masamın başucunda bir ödül duruyor 33 yıldır... Hayatımın ilk ve en itibarlı ödülü...
1980’de Çağdaş Gazeteciler Derneği vermişti, Uğur Mumcu‘nun elinden almıştım.
19 yaşındaydım.
Ödül alan haberi, 1980’in Kasım’ında, yani 12 Eylül’den sadece 2 ay sonra Yankı Dergisi‘nde yazmıştım.
Konusu, darbeden sonra birden artan “gözaltında ölüm” vakalarıydı.
Zeynel Abidin Ceylan, Ankara Emniyeti’ndeki hücresinde kaburgaları kırılmış halde ölü bulunmuştu.
Şadan Gazeteci, İzmit Cezaevi’nde falakada can vermişti.
Ahmet Veziroğlu, Bursa Emniyeti’nin 5. katından “atlayarak intihar etmiş“ti.
Hasan Asker, Ankara Emniyeti’ndeyken kaldırıldığı hastanede ölmüştü. Vücudunda elektrik yanığı izleri vardı.
Ahmet Karlangaç, “yüzleştirmede sinir krizi geçirerek başını duvara çarpınca“ beyin kanamasından ölmüştü.
Bekir Bağ, Mamak Cezaevi’nde “kendisini asmış“tı.
İlhan Erdost, askeri araçta muhafız erlerin dipçik darbeleriyle öldürülmüştü.
Liste uzayıp gidiyordu.
Bu, sadece iki ayın bilançosuydu.
***
Haberi değerli kılan, içeriği kadar, “büyük sessizlik“te yazılmış oluşuydu.
Duyulan tek ses, askeri alkışlayanların sesiydi.
Ben de ancak askeri savcılığın soruşturma açtığı vakaları yazabilmiştim. Bu kadarı bile “ödüllük iş“ti.
Emniyet binaları, işkence merkezleriydi. İçeri düşenleri, Filistin askısı, falaka, elektrik ve feci dayak bekliyordu.
Direnenler, üst katların camından atılıyor, “İntihar etti“ denilerek gömülüyordu.
Dönemin en etkili muhalifi Gırgır Dergisi, ifade vermeye paraşütle giden bir yurttaşı çizerek, tepki vermişti.
Cehennem günleriydi.
Ankara Emniyeti’nin yamacında, şimdi Başkent’in en büyük AVM’sinin olduğu yerde, tutuklu aileleri, çaresizce çocuklarından haber beklerdi.
Sağ kurtulabilenlerin çoğu bedenen, ruhen sakatlanmış olarak devam etti hayata...
İşkencecilerin çoğu terfi etti. Pek azı ceza aldı.
***
Tunca Bengin‘in yazısıyla hatırladım bunları...
Doç. Dr. Temel Pamir, 1983’te Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim üyesi iken Yenimahalle Savcılığı’nın kayıtlarına girmiş.
1979-1982 arası Yenimahalle’de 80 intihar vakası saptamış.
Bunlardan 16’sı Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün, 5, 6 ve 7. katlarından “atlama“yla gerçekleşmiş.
İlginç olan şu:
Dosyadaki 64 vakada intihar edenlerin cesetlerinin 3-4 açıdan çekilmiş fotoğrafı varken, Emniyet intiharlarındaki kayıtlar boşmuş. Ne bir fotoğraf, ne bir kayıt, ne ölüm raporu...
Savcı, o dönem bu dosyalardan fotokopi vermeye korkmuş.
Doç. Pamir de korkudan araştırmasını yayımlayamamış.
***
Şimdi CHP Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, 12 Eylül intiharları konusunda Meclis araştırması istiyor.
Bir komisyon kurulup belge, bilgi ve tanıklara ulaşılmasını talep ediyor.
12 Eylül hesaplaşması için bir samimiyet sınavıdır.
Dönemin tüm işkence görenleri, tanıktır.
İşkencecileri bulup şu katlara bi çıkarsak?

Haberin Devamı

Teşekkür
İlk ödülden söz etmişken, izninizle son ödüllere de teşekkür edeyim.
Bu ay bana “Yılın en iyi köşe yazarı“ unvanını layık gören Yıldız Teknik Üniversitesi’ne, Ankara Hukuk Fakültesi’ne, ODTÜ Radyo Topluluğu’na, Rotaractlara, Beykoz Lojistik Yüksek Okulu’na, Bakırköy Kent Konseyi Kadınlar Meclisi’ne, Türkiye Life Dergisi’ne teşekkür ediyorum.
Layık olmaya çalışacağım.