Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ünlü tarihçi İlber Ortaylı “Atatürk The Movie” adlı YouTube kanalında yayınlanan bir söyleşide, bazı kaynaklara dayanarak Atatürk’ün boyunun 1.62 metre olduğunu belirtince kıyamet koptu. Atatürk’ün boyunun kısa olmadığını savunanlar sosyal medyayı ayağa kaldırdı. Aslında Atatürk’ün fikirlerinden çok boyu bosu, karizması yıllardır tartışma konusu olduğu için bu yeni bir durum değil.

Mesela yıllar önce Madame Tussauds müzesinde sergilenen Atatürk’ün ilk balmumundan yapılmış heykeli de ülkede büyük üzüntü yaratmıştı. Görenlerin “Hayli kısaydı, bakışları, kıyafeti hiçbir şey onu ifade etmiyordu” sözleri bazı siyasiler, iş adamları, hatta ülke için bir prestij meselesi oldu. Müzeye sayısız kez itirazlarda bulunuldu. Sonunda çeşitli girişimlerle Atatürk’ün heykeli yeniden yapılarak, müzede devlet adamları bölümünde yerini aldı.

Haberin Devamı

***

2 Kasım 2003’te de benzer bir durum yaşandı. Bir müzede sergilenen ve boyu bu kez 1.68 metre olarak gösterilen Atatürk heykeli, insanları yine rahatsız etti. Tepkiler basına “Atatürk’ü çok kısa göstermişler,” diye yansıyınca, Rusya’ya bu kez, 1 metre 85 santimlik yeni bir Atatürk heykeli sipariş edildi. Türkiye’nin ilk balmumu heykel müzesinin kurucusu Jale Kuşhan, Atatürk heykelinin boyunu, tepkilerden çekinerek uzattıklarını açıkladı. O da “Atatürk’ün gerçek boyu 1.68. Ancak biz vatandaşın tepkisinden çekinip 1.85 olarak istedik” diyecekti.

***

2013’te Genelkurmay Başkanlığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün boyunun belli aralıklarla tartışılmasından bunalınca, Atatürk için özel bir internet sitesi hazırladı ve “Atatürk’ün boyu bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74’tür” dedi. Medya bu açıklamadan tatmin olmayınca tarihçilere de sordu. Turgut Özakman, Genelkurmay’ı doğruladı. Prof. Dr. İlber Ortaylı da “Atatürk’ün boyunu 168 santimetre olarak biliyordum. Bunun doğrusunu tam olarak kim biliyor ki! Bunların lüzumsuz konular olduğunu düşünüyorum” dedi. Prof. Dr. Cemil Koçak ise bu tartışmaların nedenini şöyle açıklıyordu: “Buradaki amaç, Atatürk’ü aynı zamanda fiziki olarak da güçlü gösterme arzusu. Atatürk’ün görüşlerinin değeri, sanki fiziki özellikleriyle eş değer tutuluyor. Ne kadar boyu uzun, sesi gür olursa, bu liderliğini artırıyor gibi. Boyunun ne olduğu önemli değil. 1.55 santimetre olsa ne olur?”

Haberin Devamı

***

Aslında çok şey oluyor! Bazı toplumlar insanın bilgisini, zekâsını, gücünü, yeteneklerini daima boyu bosuyla değerlendiriyor çünkü. Bir gazetecinin Sakıp Sabancı’dan dinlediği bir anı da bizim bilinçaltında bu boy meselesini ne kadar önemsediğimizi ortaya koyuyor aslında. Turgut Özal ile Sakıp Sabancı Tokyo’da kaldıkları otelin asansörüne biner. Özal kahkahalar atmaya başlar. Sabancı niye güldüğünü sorunca, Özal, asansördeki Japonları işaret ederek “Hepsinin boyu bizden kısa, farkında değil misin?” der. Bu boy bos meselesi başka ülkelerde de bir “kimlik”, bir “güç”, bir “itibar” olarak algılanıyor olmalı ki; İngiltere ve Avustralya’da yapılan araştırmalarda da uzun boylu kadınların, kısa boylu kadınlara göre daha fazla kazandığını ve boylarından dolayı fazla özgüven sahibi olduklarını ortaya koymakta.

Haberin Devamı

***

Atatürk’ün boyunu kendisine dert edinenler ile Atatürk’e düşmanlığını ona saldırarak gösterenler arasında da bir fark yok aslında. Atatürk’ün boyu üzerinde yapılan tartışmalar da belli ki, toplumun lider ve güç algısının bir izdüşümü.

Bugün bile dünyanın sömürgeleştirmek için gözünü diktiği bu topraklarda kurtuluş mücadelesi vermiş, bir ulusu yeniden yaratmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve çağdaş devrimlerin önderi Atatürk’ün “büyüklüğünü” boyuna bakarak değerlendirmeye çalışıyoruz. Oysa bunların hiçbiri Atatürk’ü anlatmıyor. Heykeltıraş Jeffery Hall’ın, Atatürk’ün eline “Nutuk” kitabını tutuşturduğu heykeli hatırlıyor musunuz? Bizim “göremediğimiz” bir lideri o görmüştü: Çünkü Hall’a göre, “Atatürk okunması gereken bir kitap”dı.

***

İnsanları değersiz kılmak, aşağılamak için “Boyunun ölçüsünü aldı” gibi deyimlerle hayatı görsel algılayanların dünyasındayız. İnsanı neyin değerli ya da değersiz hale getirdiğini bilemediğimiz için belki de boy konusunda neden alındığımızı ya da bundan hangi sebeple gurur duyduğumuzu bir zahmet oturup düşünelim. Belki; görüntüyü zekâdan daha değerli ya da üstün kılan ne, sorusunun yanıtını bulursak, Atatürk’ün onca mücadeleyi boyunun uzunluğuyla yapmadığını da anlarız.