Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

-Galatasaray müthiş güvenli, Beşiktaş ürkek bir başlangıç yaptı. İlk on dakikanın görüntüsü böyleydi. Galatasaray kenarlardan zorlarken, Beşiktaş kendi ceza alanı çevresinde pas yapmakta ve topu uzaklaştırmakta büyük sıkıntı çekti.
-Sonrasında oyuna denge geldi. Beşiktaş kafayı kaldırdı, rakip alana doğru kendini attı. Ciddi bir tehlike yarattı mı derseniz, hayır... Sağda Lens hiç görünmedi, Ljajiç kayboldu, Burak iki stoperin arasında boğuşmak zorunda kaldı.
- İlk yarıda Gökhan arkasına iki defa Onyekuru’yu kaçırdı, iki çok net gol pozisyonu oldu, ikisini de Karius önledi. Allah’ın hakkı üçtür misali, üçüncü kaçırışında gol geldi.
- Golde taç atışını yanlış verdi diye Beşiktaş’ın hakem Bülent Yıldırım’a çok uzun ve ısrarlı itirazları oldu. Mariano’nun vuruşunda top, Caner’in ayaklarının arasından mı geçti, ayaklarına mı çarptı; Yıldırım’ın günahı boynuna ... Sanki top Caner’e çarpmadan Mariano’nun ayağından taca çıktı gibi... Yani gol öncesi taç yanlış verildi gibi...
- Bülent Yıldırım bu pozisyonda ister haklı olsun, ister haksız, maçı tek kelimeyle “Berbat” yönetti. Sarı kartlarının çoğu yanlıştı, taktir haklarının tamamını tek taraflı kullandı. Çoktan jübile yapması gereken bir hakem gibiydi. Yardımcı hakemin bir saniyede çektiği ofsayt bayrağına uymak için iki dakika VAR kararı bekledi.
-Hakem ne olursa olsun, o başka bir konu... İlk yarıda sahanın genellikle tek hakimi Galatasaray’dı. Belli ki gol gelecekse Galatasaray’dan gelecekti. Sağda Feghouli, özellikle solda Onyekuru, hızları ile Beşiktaş savunmasının dengesini darmadağın ettiler.
- Fatih Terim’in son haftaların “yalan rüzgarı” Ndiaye yerine, sahici ve sağlam Donk ile oynaması son derece iyi bir tercihti ve sahada sonuçlarını verdi. Şenol Hoca’nın solda Adriano-Caner ikilisi yerine, orta alana Necip’ i monte etmesi bir yarar sağlamadı.
- Bakmayın ilk yarının tartışmalı bir golle bitmesine... Bu yarıda bir taraf önde olacaksa, bunu hak eden hiç kuşkusuz Galatasaray’dı. Ama gol, keşke tartışılmayan bir gol olsaydı.
- İkinci yarı, ilk yarının benzeri gibiydi. Galatasaray hızlı ve etkili başladı, Beşiktaş özellikle savunmasında son derece dağınıktı. Nitekim savunma göbeğinin bomboş bırakıldığı bir pozisyonda Fernando golü geldi. Aslında bu pozisyonu da Karius karşıladı ama dönen topa “uyku halinde” oldukları için müdahale edecek ve uzaklaştıracak Beşiktaşlı bir savunma oyuncusu yoktu.
- Beşiktaşlılar “yanlış taçla gelen gol bizi çökertti” diyebilirler. Ama golün geldiği 44. dakikaya kadar da, Galatasaray rakibinden çok ama çok daha üstündü. Hele ikinci yarı, neleri atamadı Galatasaray... Bu yarıda önü kapalı olmasına rağmen Burak şutunu son derece iyi kurtaran Muslera’nın da hakkını teslim edelim.
-Galatasaray takım olarak iyiydi. Hepsi birden iyiydi. O kadar iyiydi ki, Diagne’yi bile idare ettiler. Kötüleri sıralarsam, Beşiktaş savunma anlayışı ile hakem Bülent Yıldırım’ı kol kola öne çıkarırım, bu konuda birinciliği de Bülent Yıldırım’a veririm.
-Bugün söylemiyorum, dün de söylemedim... Yıllardır söyleyip yazıyorum... Fatih Terim varsa, her zaman ve her şartta umut vardır. Fatih Terim varsa, şampiyonluk umudu her zaman vardır. Ben Galatasaray’ın son üç haftaya lider girip şampiyonluğu kaçırdığı bir sezonu hatırlamıyorum.