Belçika’ya puan kaybetmek gerçekten bir ızdırap. 90 dakika oyunu soğutmaya çalışan, her fırsatta sert faullerle rakibini durdurmaya çalışan, iki top yapamayan, sürekli zamana çalışan, atacağı golü mucizeye bağlayan garip bir takıma verilen iki puan bu grupta ilerleyen zamanda bağrımızı çok yakacak. Ve ne gariptir ki böyle bir futbol anlayışı içinde olan takım bize gol atmayı başardı.
Ama şu var Belçika’yı bu yüzden suçlayacak değiliz. Böyle bir takıma karşı mutlaka tedbirlerini alıp ona göre sahaya çıkmak lazım. Örneğin yediğimiz gole kadar harcanan zamanı çok aradık. 31. dakika Belçika’yı nasıl olsa yeneriz havalarının ardından kalemizde gördüğümüz klasik Türk golü 90 dakika boyunca herşeyin berbat olmasına neden oldu.
Ama tabi ki Tuncay’ın çıkışı, Aurelio’nun bu maça yetişememesi, Hakan Balta’nın sakatlığı şu kritik maçta yaşanan büyük şanssızlıklardı. Çünkü bu üç oyuncu takımın temel taşlarıydı. Taşlar oynayınca da hiçbir istediğimizi yapamadık. İnanın Euro 2008’deki ideal kadromuz Belçika’yı o kayıp olarak geçen ilk 31 dakikada yer bitirdi.
Burada Gökhan ve Servet’e de bu golü nasıl yediniz diye sormak lazım. O golü daha sonra kimden ve hangi boyda bir adamdan yediklerini gördükleri zaman herhalde kahır mektubu yazarlar. Çağlar’ın kalemizde Sonck’un kafa golü dışında atağı, pozisyonu yok. Bir de üstelik sürekli sertliklerinin, hakemin bir türlü farkına varamaması da aleyhimize oldu. Oynamak isteyen değil, oynatmak istemeyen bir takım dün puanı aldı
gitti.
Belçika’yı çözmek için beklenen yaratıcılığı gösteremedik. Arda’nın üçlü markaj altında oynaması da buna etken oldu. Arda yeteneklerini bu nedenle sergileyemeyince herşey güçsüz Emre’ye kaldı. Terim, Mehmet Topuz’u ona yardımcı olması için oyuna aldı. Ama Emre yine yalnızlıktan kurtulamadı. Mehmet Topal’ın eski aktif görüntüsünden uzak olması orta sahada sıkıntılara neden oldu.
Kazım’ın durgunluğu, Semih’in etkisizliği, Halil’in oyuna ısınamaması puan kaybında etken oldu. Terim’in kadrosuna baktığınız zaman herşeyi yaptığını anlayabilirsiniz. Belli ki, Ermenistan yolculuğu ve stresi takımımızı yormuş ya da aşırı bir güven oluşmuş. Bu güven başa bela olabiliyor. Bu tip maçlarda yenemiyorsan yenilmeyeceksin. Hiç olmazsa bunu yaptık.
