Halil Özer

Halil Özer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu kadar aşırı özgüven başa bela olur. Oldu da...
Yine erken gelen gol ile farka gideriz havası bu sefer olmadı...
Tabiri caiz ise 90 dakika 28 tane gol kaçırırsan olacağı bu...
Rakibin iki şutu var biri gol oldu... Sonra da iki puan uçtu gitti.
Ama her şerde bir hayır vardır. İki puan gitti ama en azından bundan sonra Fenerbahçeli futbolcular bir anlık gafletin başlarına neler açabileceğini öğrendi.
Samsunspor belki de hayatının en şanslı maçlarından birini oynadı. İki 45 dakikada kaçan goller farklı bir yenilgiyi önlerken Emre Kılınç’ın akıl dolu serbest vuruşu onları maça ortak etti.
Zaten Fenerbahçe attığı golden sonra tehlike sinyalleri vermişti. Maçı bitirmek varken gereksiz pas hataları, son vuruşlarda dikkatsizlik, oyun disiplininden kopuş geliyorum diyen rakip golünün habercisiydi.
Oysa futbol kitaplarında ders niteliği taşıyacak ilk golden sonra Fenerbahçe konsantrasyonunu biraz daha yüksek tutsaydı çok daha farklı bir maç olabilirdi. Hatta 2. yarıda aktif dinlenmeye bile geçebilirdi.  
İkinci yarının başında da maç bitebilirdi. Ancak ligin en çok gol atan takımının dünkü son vuruşları felaket ötesiydi. 
İsmail hoca son bölümde keskin değişiklikler yaptı. Ama orada sadece Tadiç değişikliğine katılmıyorum. Sadece ilk yarı bu adamın asistleri değerlendirilseydi maç biterdi. Şimdi bu adamı çıkarmanın pek gereği yoktu. Ayrıca çift forvete dönmek yasak değil. Dzeko çıkacak yerine Batshuayi girecek diye bir kural da yok. Hiç gelmeyen rakibe karşı ikisini birden oynatmak daha mantıklı olmaz mıydı?
Ama akacak kan damarda durmazmış.
Hoca da kilitlendi, futbolcular da kilitlendi.
Bu beraberliği rağmen Fenerbahçe tartışmasız bu ligin en güçlü ekibi. Bu da bir gerçek.
Son olarak şunu belirtmek isterim. Dün Samsunspor özellikle attığı golden sonra maçı oynatmamaya çalıştı. Şu maça 5 dakika uzatma vermek inanılır gibi değil. Hakemler böyle yaparak oynatmamaya çalışan takımlara açık bir prim tanıyor.