Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gelsin Fatih Terim’in IG TV’de yaptığı açıklamalar. Doğrudan teknoloji boyutunda bakarsanız, çok iyi bir prodüksiyon var bu işte. Kamera açılarından ses düzenine, Fatih Hoca’nın vücut dilinden konuşma üslubuna kadar her şey yerli yerine oturmuş. İnsanların kolay ulaşabileceği, tekrar tekrar gözden geçirebileceği bir alanda Terim, kamuoyuna “en gerçek” duygu ve düşüncelerini aktarıyor.
Şimdi gelelim o açıklamaların biçim ve içerik analizine.
Fatih Terim, çifte kupa ile kapattığı koca sezonun ardından bildiğimiz klasik medya ortamına meydan okuyor: “Artık yoksunuz. Benim alanım burası. İşinize gelirse. Buradan alın ve istediğiniz gibi kullanın!” Böyle bakınca ortada gazete, radyo ve televizyon kalmıyor. Sorulacak sorular da yanıt bulamıyor. Fatih Terim’i Terim yapan olaylar, notlar, görüntüler, yorumlar ve yazılar, tarihin ve medyanın deposuna kaldırılıyor. Merak eden oradan bulsun, baksın.
Terim’in yeni alanı sosyal medya. Twitter, instagram, facebook ve son olarak geçen yıldan beri sıkça örneğini verdiği IG TV... Yani İnstagram TV.
Soru almayan, yanıt vermeyen, sohbet etmeyen, paylaşmayan, merak edilenlerin ötesinde anekdotları ve yaşanmış sorunları anlatmayan bir Terim bu... Şampiyon Galatasaray’ın hocası, sosyal medyaya yelken açarken, belki de asosyal ilişkilerin hatta ilişkisizliğin- kıyılarına yaklaşıyor. Şimdi eleştirilemeyen, önerilemeyen, konuşulamayan, buluşulamayan, erişilmez bir Terim var karşımızda.
Durum o kadar çarpıcı ki... Sadece klasik medya değil, sporun paydaşları da bu meydan okumadan nasibini alıyor.
Galatasaray’la ilgili açıklamalarda bulunan bazı kulüplerin acı bir durum içinde olduğunu belirterek şunları söylüyor Hoca: “Biz adı geçenlerin pek çoğu ile rakip bile değiliz. Aynı şeyleri hiç yaşamadık. Aynı yoldan yürümedik, aynı yollardan geçmedik. Benzer başarılarınız da yok. Üstüne üstlük rütbemiz de farklı!”
Bu sözler sadece sonuna kadar hak edilmiş çok değerli bir şampiyonluk kutlaması ya da taraftarlara bir açıklama anlamı içermiyor. Hoca’da hiç rastlamadığımız bir “narsizm” örneği. Daha da derinden bakınca sporda paydaşlığın kaybolup yerine kavganın ikame edildiğini görüyorsunuz.
Hoca’nın “rakip bile değiliz” dediği takımlar ve kulüplere gelince... Galatasaray’ın yakaladığı başarılara ulaşamamış da olsalar, hepsi de çok değerli rakiplerdir. O değerli ve güçlü rakiplere bakarak takımınızı geliştirdiniz. Aynı yoldan yürüyüp koşarak, aynı kulvarda yarışıp onları geride bırakarak... Oradan kazandığınız şampiyonluk unvanıyla Şampiyonlar Ligi’ne katılıp, makas değiştirip çok değerli UEFA Kupası’nı kazanarak tarihte parlak sayfalar yazdınız... O yol arkadaşlarınız olmasaydı, buralara varamazdınız Hocam... Kupaları müzeye, yıldızları da “rütbeye” yerleştirdiniz. Hepsine alkış, hepsine saygı... Ama siz de... Sezon içindeki gerginliklere ve çatışmalara en azından kendi pencerenizde bir son verin artık... Perdeyi kapatın gitsin.
Bırakın herkes birbirine saygı göstersin!

Haberin Devamı

Yılın kulübü: Trabzonspor

Haberin Devamı

UEFA Finansal Fair Play ilkelerini alkışlamalıyız. O ilkeler olmasa, Trabzonspor’un transfer tahtası kapanmazdı. O ilkeler olmasa alt yapıya bakılmayabilirdi. Oraya baktılar ve Yusuf’u, iki Abdülkadir’i, Uğurcan’ı buldular. Burak Yılmaz’la yollarını ayırıp Rodallega ve arkadaşlarına güvendiler.
Ünal Karaman’ın antrenörlük ve sportmenlik cevherinden müthiş bir enerji ürettiler. Cesur ve akıllı Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun yönetim becerisiyle Süper Lig’i dördüncü sırada bitirdiler. Sadece Trabzonsporluları değil, tüm futbolseverleri mutlu edecek bir başarı... Alkışlamalıyız.

Haberin Devamı

Yalnız başkan: Turgay Demirel

FİBA Avrupa seçimlerinde başkanlığa yeniden aday olan Turgay Demirel, Türkiye Basketbol Federasyonu’ndan destek alamadığı gibi aday gösterilmedi. TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu ve yönetimi, Sırp başkan adayı Dejan Tomasoviç’i destekledi.
İlk turda Tomasoviç 11 oy alarak elendi. Demirel ikinci turda rakibi Belçikalı Coomans’a karşı 27-23 üstünlük sağlayarak 5 yıl için yeniden yetki aldı. Demirel’i kutluyoruz. Bu işin hazin tarafı da şu: FİBA Avrupa Yönetim Kurulu’nda Harun Erdenay’ın görev süresi doldu. TBF, Hüseyin Beşok’u aday gösterdi. Beşok seçilemedi. Şimdi Türkiye’nin o kurulda bir üyesi yok.
Turgay Demirel örneği, federasyonlarımız, spor adamlarımız ve spor teşkilatımız tarafından iyi değerlendirilmeli. Başkan Türkoğlu’nun da “Türkiye’ye yararlı çalışmalar yapmadığı, etik bakımdan adaylığının doğru olmadığı” biçimindeki Demirel karşıtlığı da artık bir son bulmalı.

Sevgili hocalarım: Attila Erdemli, Suat Gezgin

Bilim insanı topluma hizmet eder, yolları aydınlatır. Soru sormaya, yanıt bulmaya çalışır. Arada yıllar geçer... Kendini unutur. Bir de bakmış, o genç heyecanı devam ederken adanmışlığın doruğuna varmış. İki hocam ve dostum jübile yapıyorlar şimdi.. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde mitostan felsefeye uzanan dersleriyle Prof.Dr.Attila Erdemli, dün öğrencilerinin düzenlediği “saygı oturumu”nda hak ettiği alkışları aldı. Felsefe dünyasına yeni kapılar araladı.


Prof.Dr. Suat Gezgin, İÜ İletişim Fakültesi’nde gazetecilik dersleri verdi, dekanlık yaptı. Dahası, Fransa’da Perpignan İnsanlık Müzesi’nin kuruluşuna bilimsel katkıda bulundu. Suat Hoca, emekli oluyor. 12 Haziran Çarşamba akşamı Fenerbahçe Orduevi’nde düzenlenen özel bir yemekte dostlarıyla buluşacak.
İki dostuma, sevgili hocalarıma minnetle teşekkürlerimi sunuyorum. Onları kutluyorum Durmak yok, bilime devam!