Milliyet Executive Markasını Dünyaya Taşımaya Hazır…

Markasını Dünyaya Taşımaya Hazır…

08.09.2022 - 00:00 | Son Güncellenme:

“Hedefimiz ve hayalimiz dünyanın sayılı bir metropolünde iyi bir lokasyonda Lucca’yı açmak. Lucca Beach için de aynı şey geçerli.”

Markasını Dünyaya Taşımaya Hazır…

Ersin Tüzer- Türkiye’de premium yemek denilince akla ilk gelen isimlerden birisi Cem Mirap... New York’ta yaşadığı yıllarda yiyecek içecek sektörüne ilgi duymaya başlayan Mirap, 2003’te bir dünya seyahati yaparak Türkiye’ye döndükten sonra 2004 sonuna doğru Lucca’yı, 2014’te ise ikinci markası Cantinery’i oluşturdu. Mirap aynı zamanda premium yiyecek içecek dijital platformu Fuudy’nin kurucu ortağı... Bodrum’da 2021 sezonunda ‘Lucca by the Sea’ ve hemen ardından 2022 sezonunda da ‘Lucca Beach’i açan Cem Mirap’la yatırımlarını ve iyi yemeği konuştuk..

Haberin Devamı

+Lucca fikri ilk ortaya çıkınca, markanın bu kadar gündemde kalacağını tahmin ediyor muydunuz?

-New York’tayken hem okudum, okurken de çalıştım. Bu sektöre çok merakım vardı. Türkiye’ye döndüğümde iyi bir lokasyonda bu hayalimi gerçekleştirmek istiyordum. New York’taki gibi, hem spor, hem enerjik, sanata önem veren tüm gün yaşayan bir yer yaratmaktı hayalim. Nişantaşı ve Etiler şehrin yüksek enerjili yerleriydi. İstanbul’da Bebek’i her zaman çok severim. Burada böyle bir projeyi hayata geçirirsem başarılı olabileceğimi düşündüm. Evet Lucca’yı açtığım yıllarda Bebek’te böyle bir enerji yoktu. Herkes risk aldığımı düşünürken ben yarattığım markanın başarılı olabileceğine inanıyordum. 2004 yılında Bebek Lucca’yı açtım.

Haberin Devamı

+Markanızı nasıl konumlandırdınız? Hayal ettiğiniz yer mi oldu?

-İnsanların şık ve enerjik bir yerde yemek yiyebileceği, aynı zamanda sabah kahvaltı da yapabilecekleri, iyi müzik dinleyebilecekleri renkli ve enerjik bir ambians hayal ettim. Tüm hayallerimi Lucca’da birleştirdim.

Markasını Dünyaya Taşımaya Hazır…

+Tam 18 yıl olmuş hizmet vermeye başlayalı. Bu kadar süredir gündemde olmayı nasıl başardınız?

-Sunulan her marka 5 yılda bir kendi stilini koruyarak yenilenmeli. Biz yenilenmeyi çok iyi beceriyoruz. Kendi stilimizden, rengimizden ve atmosferimizden uzaklaşmadan hep yenilendik. Bu da bize enerji verdi. Popüler bir yer olacağını açtığım ilk günden beri biliyordum. İnsanların renkli stilimizi ve duruşumuzu beğeneceklerini tahmin etmek güç olmadı. Kısa bir sürede şehrin en iyi buluşma noktası hale geldik. Yıllar içinde Lucca’yı Lucca yapan buranın stili oldu. Biz de yıllar içinde tecrübe kazandık ve nevi şahsına münhasır bir yer yarattık. Müziğimiz her zaman enerjik oldu, funcky disco tarzımızı hiç bozmadık. Müzikle restoranı birleştiren ilk sokak mekânı olduk diyebilirim. Lucca artık şehrin klasiği oldu.

+Klasik olduğunuz söylüyorsunuz. Ama hem klasik olup hem de popüler olmak çok zor. İstanbul’da klasik popüler mekân yok...

-Klasik popüler çok iyi laf bence. Zaman içinde Lucca tarzı diye bir şey ortaya çıktı. Müziğimiz, yemeğimiz, ambiansımız hepsi bir bütün olunca, bize de kendi tarzımızı korumak kaldı. Kendi tarzımızı koruyabildiğimiz sürece dediğiniz gibi klasik popüler olmaya devam edeceğiz.

Haberin Devamı

 +Yıllar içinde Lucca için birçok teklif geldi, hiçbirini kabul etmeniz. Sonra 2. markanız Cantinery’yi yarattınız..

-Haklısınız, Lucca için çok fazla teklif aldım. O zamanlar Bebek’le çok bütünleştiği için başka bir yere taşımak istemedim. Zorlu’da ikinci markamızı yarattık. Taze ürünlerin kullanıldığı, menüsünün düzenli olarak değiştiği... Müziğin çok öne çıkmadığı, brasserie konseptinde oldu. Cantinery daha şehirli ve modern yemeği, içecekleri öne çıkardığımız bir markamız. Bu konsepti çoğaltacağız.

+Bu kadar teklifi reddeden biri olarak ne oldu da Lucca’yı Bodrum’a taşımaya karar verdiniz?

-Kovid başlayana kadar inanın Lucca’yı başka bir yerde açma fikrinden çok uzaktaydım. Kovid’le birlikte Bodrum’a çok fazla gitmeye başladım. Hatta bir süre Bodrum’da yaşadım. Bodrum ufak İstanbul gibi. Sonra baktım ki, Bodrum dünyada yemeyi içmeyi ve eğlenmeyi seven premium segmentin radarına girdi. Birden Lucca’yı burada açarsam iyi olacağını hissettim.

Haberin Devamı

+Mandarin’i özellikle tercih ettiniz?

-Buranın sahibi Vedat Aşçıoğlu yakın arkadaşım. Zaten Kovid zamanı sürekli sohbet ediyorduk. Şu an Lucca By The Sea’nin olduğu yeri bana gezdirdi. Lucca’nın deniz kenarında olması fikri beni heyecanlandırdı. Geçtiğimiz yaz Lucca’yı buraya taşıdık.

+Premium segmentin radarına girdi dediniz, biraz açar mısınız?

-Dünyada bir kitle var, sadece iyi markaların olduğu yerleri tercih ediyorlar. Bodrum da yabancı markaların gelmesiyle bu kitlenin dikkatini çekti. Her geçen yaz da bu kitlenin sayısı artıyor. Öyle bir kitle ki, sadece çok iyi servis almak istiyorlar. Çok iyi yemek yemek istiyorlar. Çok kaliteli bir ambiansta eğlenmek istiyorlar. Bodrum’daki mekânların bir kısmı bu düzeye ulaştı. Bu kitlenin en önemli özelliği gittikleri yerlerdeki yerel markalara da gitmek istiyorlar. Biz yerel bir markayız ve bu kitleye hitap edecek kapasitemiz, bilgimiz ve tecrübemiz var. Geçen yıl bu kitlenin dikkatini çektik. Buradan çok keyif aldılar. Bu yaz sayıları katlanarak devam etti. Çok büyük gurur duyuyoruz. Bu segmentin bizim gibi yerel markaları tercih edip memnun kalmalarından. Bu Bodrum’un geleceği için çok önemli.

Haberin Devamı

+Bu yazın başında da Lucca Beach’i açarak ilk kez beach konseptiyle karşımıza çıktın...

-Geçtiğimiz yazı burada geçirince, bütün yaz Lucca’nın Beach’i nasıl olur diye hayal ettim. Buradaki ilgi ve başarı beni beach açmaya yöneltti. İyi ki açmışım, o kadar çok beach için teklif geldi ki. Lucca’yı Türkiye’de başka hiçbir yerde şimdilik açmayı düşünmüyorum.

+Lucca sanırım yurtdışına açılacak...

-Evet, açıkçası Türkiye’de başka bir yerde daha Lucca açmayı düşünmüyorum. Ortadoğu’dan çok fazla teklif var. Aslında dünyanın her yerinden var. Hedefimiz ve hayalimiz dünyanın sayılı bir metropolünde iyi bir lokasyonda Lucca’yı açmak. Lucca Beach için de aynı şey geçerli. Çok iyi bir lokasyonda yurt dışında Beach’i taşıyabilirim.

+Lucca’nın tarzı yine kendi için her zaman makul fiyat politikası olmuştur. Bodrum’da bunu korumak çok zor sanırım...

-İstanbul’da açıldığımız ilk günden bu yana belirli bir fiyat politikamız var. Her zaman makul olmaya çalıştık. Fakat Bodrum’da bambaşka giderler var. Bu giderleri mecburen fiyatlara yansıtmak zorunda kalıyoruz. Üzerine bir de her zaman artan ürün maliyetleri eklenince Türkiye’ye göre pahalı kalıyoruz. Ama dünyadaki benzer işletmelere göre makul olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyadaki benzer yerlere göre fiyatlarımız onlara göre çok makul. Dediğim gibi hedef premium konuk ağırlamaksa bununda bir operasyon maliyeti oluyor. Bu kitleyi memnun etmek için her şeyin en iyisini bulup servis etmeye mecburuz. Bu kitleyi Bodrum’da görmek istiyorsak bunun da bir bedeli var. Buraya gelenler aslında o lüksün bedeli veriyorlar.

+Operasyonu kaç kişiyle götürüyorsunuz?

-Sadece Bodrum için söylüyorum: 150 kişilik bir ekiple buradayız. Bu sayı bizim gibi başka mekânlar için oldukça fazla. İnsana insanla hizmet veriyoruz. Bu yüzden de bu kadar kalabalık bir kadroya sahibiz. Servisten ödün vermeyiz.

 +Sürdürülebilir başarı sırrı ne?

-Sürdürülebilir mekân yaratmak için neler yapılmalı? Yeni ve lüks markaların sürekli kendilerini geliştirmek gibi bir mecburiyetleri var. Dünyadaki değişim ve gelişmeleri yakından takip etmeleri gerekiyor. Sürdürülebilir olmak için mutlaka kendi stilinizin olması gerekiyor. Kendi stilini bulan her marka daima başarılı olur. Burada zamana çok takılmıyorum. Bir mekânın oturması için şu kadar zaman lazım demek doğru olmaz. Her mekânın bir zamanı var. Kimi hemen, kimi bir yıl sonra tamamen stilleriyle ilgili bu süre.

 +Kovid sonrası belirli bir kesim lüks tüketime yöneldi demiştiniz...

Kovid’le birlikte aşırı lüks markalara bir yöneliş var. Belirli bir kesim çok lüks tüketime yöneldi. Orta segment gerilerken dünyada lüks tüketim yüzde 14 artış gösterdi. Türkiye’de ise lüks tüketim yüzde 30 arttı. Bu ciddi bir artış. Demek ki belirli bir kesim artık sokağa çıkmaya ve tüketmeye başladı. Evlerinde oturmak sıkıldılar ve gezmeye başladılar. Yerel marka olarak bu yükselişe ayak uydurmaya çalışıyoruz. Anlayacağınız çok ama çok çalışıyoruz.

 Tüm büyükşehirlere ‘Fuudy’ yayılacak

+Fuudy ile online yemek nasıl hayata geçti?

-Fuudy Kovid’le birlikte 2020 yılında hayata geçti. Yakın arkadaşım İlker Baydar’la birlikte kurduk. Kovid’le birlikte lüks mekânlar da kapandı. İyi yemeği seven bir kitlenin nasıl evlerine gireriz diye düşündük. İlk Cantinery ile başladık. Bugün sayımız 800’e çıktı. Vakko’nun bize yatırım yapıp ortak olmasıyla şirket değerimiz 11 milyon dolara ulaştı. Bugün İstanbul, İzmir ve Bodrum’da varız. Önümüzdeki günlerde Türkiye’deki tüm büyükşehirlerde olacağız. Fuudy iyi yemeği iyi bir paket servisle evlere taşıyor. İlgiden çok memnunuz.