Milliyet Executive Diploma ekmek karnesi değil

Diploma ekmek karnesi değil

09.08.2023 - 04:44 | Son Güncellenme:

"Üniversiteyi bitirip, kollarını açıp sizi bekleyen işverenler bekliyorsanız, üzgünüm ama sizi büyük hayal kırıklıkları bekliyor."

Diploma ekmek karnesi değil

MURAT YEŞİLDERE/ murat.yeşildere@milliyet.com.tr-  İşin özeti... Konuyu özetlemeye çalışırsam, üniversite diploması ekmek karnesi değil, yani üniversite eğitimi haricinde de kariyer kampanyanızı güçlendirecek yollar var; örneğin kodlama ya da İspanyolca öğrenebilirsiniz. İkincisi üniversite seçimlerinizi yaparken, "ne okuyacağınızdan çok", "nerede, kimlerle okuyacağınıza" odaklanın. Önemli olan öğrenilen bilgileri pratik icraata dönüştürecek tecrübeler (staj, kulüpleri vs.) ile pekiştirebilmek; sonrasında da doğru tekrarlar ile tecrübeleri yetkinliklere dönüştürebilmek.

Haberin Devamı

"Eğitim şart mı?" diye bitirmiştim geçen ayki yazımı... Sizden gelen yorumların renkliliği bu konuyu biraz daha irdeleme motivasyonunu bende yarattı. Tabii bu kararın arkasında, geçen ay içinde yaklaşık üç buçuk milyon gencin "hayatına tesir edecek" üniversite giriş sınav sonuçlarının açıklanması da var. Geçen ay bıraktığımız yerden devam edelim... ABD'de lise mezunlarının üniversiteye kaydolma oranları son 12 senedir istikrarlı bir biçimde azalıyor. Bu eğilimin arkasında gençlerin üniversite lisans diplomasını eskiden olduğundan çok daha az "umut" olarak görmesi yatıyor. ABD'deki bu eğilimin Türkiye'de ise karşılığı yok; hangi üniversitede, hangi dalda eğitim alınacağından daha önemlisi "çerçevelenip" duvara asılmaya hazır hale getirilmiş üniversite diplomasının varlığı! Dahası da var; yarı şaka yarı ciddi hâlâ "üniversite mezunu olmayana kız verilmez" denmeye devam ediliyor. Çok daha "ciddiye alınması gereken şekilde", üniversite mezunu olmayanlar mecburi askerlik görevlerini "uzun dönem" gerçekleştirebiliyor. Özetle hem kanun koyucu, hem de "el alem" gençleri üniversite eğitimi almaya yönlendiriyor.

Haberin Devamı

Entelektüel network...

 Üniversiteden mezun olan yüzbinlerin, istedikleri alanda, istedikleri ekonomik şartlarda ve istedikleri zamanda bulamamaları ise arz ile talep arasındaki uyumsuzluğun en büyük göstergesi. Türkiye'nin en büyük online kariyer platformunun öngörüsü, teknoloji alanında 400 binin üzerinde açık iş olduğu yönünde iken, son açıklanan verilere bakıldığında 2023 yılında teknoloji alanında eğitim verecek üniversitelerde lisans programlarına 15 bin civarında öğrenci alınacak. "Teknoloji alanında çalışmak için, o alanda üniversite lisans eğitimine ihtiyaç yok ki" diyerek, tezimi çürütmek isteyenlere, aynı soru ile yanıt vereyim. Pekiyi hangi alanlarda üniversite eğitimi almak şart? Tıp mı, hukuk mu, eczacılık ya da veterinerlik mi, mimarlık ya da mühendisliğin bazı alanları mı? Yanıtı siz verin, ama benim iddiam, mesleki sertifikasyon gerektiren, yukarıda dile getirdiğim birkaç alan dışında üniversitede ne okuduğunuzun da çok az önemi var. Asıl önemli olan Selçuk Şirin Hoca'nın tabiri ile "entelektüel network"ünüzü geliştirebileceğiniz üniversitelerde eğitim almak. Bu tanıma ben yetişkin öğrenme trendlerinde müfredata dayalı öğrenimden, insanların birbirinden öğrenmesine geçişin hızlandığını da ekleyeyim. Başka bir deyişle, sizi hem zorlayacak, her meraklandıracak, hem öğrenme iştahınızı tetikleyecek insanlarla birlikte üniversitede öğrenim hızınız ivmelenerek artıyor.

Haberin Devamı

Hayal kırıklığı yaşanmasın

 Geçtiğimiz haftalar içinde Ege Cansen eski yöneticisi Fahir İlkel'in bir tespitini paylaşmış: "Üniversite diploması ekmek karnesi değildir". Gerçekten de üniversite karnesi, karnınızı doyuracak, fırından ekmek alabileceğiniz bir "karne" değil. Üniversiteyi bitirip, kollarını açıp sizi bekleyen işverenler bekliyorsanız, üzgünüm ama sizi büyük hayal kırıklıkları bekliyor. Konunun bir de üniversitede verilen eğitimin kalitesi ya da iş hayatında uygulanabilirliği kısmı var. Birkaç hafta önce, Türkiye'nin en büyük işvereni olan şirketlerden birisinin insan kaynakları yöneticisi, 2021 ve 2022 yıllarında yönetici yetiştirme programına (MT) 20 aday istihdam etmek üzere verdikleri iş ilanına sırasıyla 1500 ve 3500 kişinin başvurduğunu söyledi. Bu muazzam teveccühe rağmen, her iki sene de istihdam edecek 10 aday bulamamışlar. Üniversitelerin "eğitip, yetiştirip, mezun ettiği" ve işverenlere yolladığı genç mezunların iş hayatında gereksinme duyacakları temel becerilere dahi sahip olmaması verilen eğitimin hem müfredat olarak içeriğini hem de kalitesini de sorgulatıyor.

Yazarlar