Kültür Sanat Pembe dünyanın karanlık yüzü

Pembe dünyanın karanlık yüzü

08.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:

2012 yılında Koreli şarkıcı PSY’ın “Gangnam Style” şarkısıyla dünya gündemine hızlı bir giriş yapan K-Pop, aslında pek çoklarının sandığı gibi “renkli” ve “mutlu” bir dünya değil. Birkaç yıldır çıkan haberler ve ikonların verdiği röportajlar da bu dünyanın karanlık gerçekliğiyle insanları yüzleştiriyor...

Pembe dünyanın karanlık yüzü

Rengarenk klipler, kendine has dans figürleri, moda dergilerinden fırlamış ve çoğunluğu erkeklerden oluşan şarkıcılar, gruplar... Bu saydıklarımız, uzun yıllardır müzik dünyasını etkisi altına alan Kore popüler müziğinin yani, K-pop’un ilgi çekici özelliklerinden sadece birkaçı. 1990’lı yıllarda Güney Kore’de ortaya çıkan bu tür, özellikle 2012 yılında Koreli şarkıcı PSY’ın “Gangnam Style” şarkısıyla dünya gündemine hızlı bir giriş yapmış ve kendisinden söz ettirmeyi başarmıştı. Ancak sonrasında; yapım şirketlerinin şarkıcılara yaptığı baskılar, cinsel taciz skandalları ve daha birçok olay hakkında çıkan haberler sayesinde bu gösterişli dünyanın aslında bir maske olup olmadığı sorgulanmaya başladı. K-pop dünyası sadece renklerden mi ibaretti, yoksa çıkan haberler onun karanlık tarafına mı işaret ediyordu? Bu sorudan yola çıkarak K-pop yıldızlarının dünyalarına mercek tutmaya çalıştık.

Sanal köleler

K-pop yıldızı olmanın ilk adımı plak şirketlerinin düzenlediği seçmelere girmek. Bu seçmelerde kendini gösteren gençler, yapım şirketleriyle sözleşme imzalayıp şirketlerin kurduğu okullarda eğitim almaya hak kazanıyor. Ancak Ranker adlı internet sitesine göre bu sözleşmeyi imzaladıkları anda kendilerini birer ‘sanal köleye’ dönüştürüyorlar. İdollerin, şartları 10 yıldan uzun süren bu sözleşmelerden çekilmeleri durumunda ise yüklü bir tazminat ödemeleri gerekiyor. Hatta şirketlerin onları sözleşme konusunda tehdit ettiği bile iddia edilenler arasında.

CNN’de yer alan habere göre, bu okullarda eğitime başlayan gençlerin çoğu 10 ile 14 yaşları arasında. Gençler burada sahneye ve sosyal medyaya hazır olana kadar yıllarca vokal tekniği ve dans koreografisi dersleri alıyor. Ancak eğitimler Güney Kore’nin askerlik hizmetine göre biçimlendirildiği için şarkıcı adayları, tam zamanlı bir eğitim programı içinde çalışıyor. Crayon Pop grubunun eski üyesi Way, stajyerlik dönemini bir röportajında şöyle anlatıyor: “Stajyer olduktan sonra kendimi birdenbire tüm gün dans pratiği yaparken buldum. Bu yüzden de bacaklarım yara bere içinde kalıyordu. Dans eğitimlerimiz sırasında ayaklarımıza 4’er kiloluk kum torbaları bağlamak zorundaydık. Eğitmenlerimiz bu kum torbalarına alışmamız gerektiğini söylerdi. Bunun nedeni ise bunlar olmadan sahnede daha hafif dans edecek olmamızmış. Ama en zor kısmı uyuyamamaktı. Sabah 04.00’te şirkete gidiyorduk ve gece yarısından sonra kaldığımız yurda dönebiliyorduk.”

Özel hayata veda

Şirketlerin eğitim verdiği okullara gidip haber yapan CNN Muhabiri Julie Zaugg’a göre genç şarkıcı adaylarının günlük yaşamları oldukça zor. Zaugg haberinde, gençlerin çoğunu akşamları gözyaşları içinde gördüğünü söylüyor. Adaylar, bu okullarda eğitim görürken ailelerinden ayrı bir şekilde, diğer öğrencilerle birlikte yaşıyorlar. Aileleriyle görüşmek için bile izin alıyorlar. Hatta Way, bir kez babasının onu görmek için şirkete kadar geldiğini ancak yetkililerin onu kapıdan geri çevirdiğini de aktarıyor. Adayların kendilerine dair özel bir hayatları yok. Cep telefonlarına da şirket tarafından el konuyor. İstedikleri kişiyle buluşup flört etmeleri de yasak. 7 yıldır K-pop dünyasını takip eden ve Primadonna World Wide’ın İstanbul’daki web sitesini yöneten Eda Begüm Erer, şarkıcıların sevgililerinin büyük mesele haline getirildiğini söylüyor. Özellikle Asyalı hayranların idollerini sahiplendiklerini ve onları kimseyle birlikte samimi bir şekilde görmek istemediklerini de sözlerine ekliyor. Erer, “Örneğin Super Junior üyelerinden Sungmin evlendiği için yıllardır sahneye çıkamıyor. Bir idol biriyle sevgili olup ayrıldığında bile o kişiyle yıllarca adı anılıyor, hep nefret söylemleriyle karşı karşıya kalıyor” diyor. En önemlisi de şarkıcıların cinsel yönelimleri konusunda büyük baskı görmeleri.

Estetik baskısı

Bir K-pop ikonu olmanın bir diğer ayrıntısı da dış görünüş. Latin Times’ın haberine göre idoller, hayranları tarafından her zaman arzulanan bir yıldız olarak kalabilmek için yorucu antrenmanlara ve ağır diyetler uygulamalarına maruz kalıyor. Şarkıcılar, günde sadece dokuz adet kâğıt bardak kadar yiyecek tüketebiliyor. “Paper Nine Cups” adı verilen bu diyeti uygulayan şarkıcının tahıl, sebze ve meyve tüketmek dışında başka bir seçeneği yok. The Great Guys grubunun üyesi Ho Ryeong Insider’a verdiği röportajda “Hayatım spor, stüdyo ve yatak odası arasında geçiyor. Açıkça söylemek gerekirse yemek yemeye pek vaktimiz olmuyor. Ayrıca istediğimiz şeyleri yemek konusunda da özgür değiliz” diyor.

Bunun yanı sıra şirketlerin şarkıcıların vücutları üzerinde kurduğu baskı, çeşitli sağlık problemlerine de yol açıyor. Özellikle bir dönem epey konuşulan gruplardan After School’un birçok üyesi anoreksiya haberleriyle gündemde yer almıştı. Şirketlerin baskısı bununla da sınırlı değil. Yapım şirketleri kimi durumlarda şarkıcılara estetik olmaları konusunda ısrarcı davranıyor. Grazy Grace adıyla tanınan rapçi Kim Eunmi, aldığı eğitim boyunca şirket çalışanlarının adaylara görünüşleri hakkında sert yorumlarda bulunduğunu vuruguluyor. Bunun sonucunda da pek çok aday, iyi bir kariyer beklentisiyle dış görünüşünü değiştirme konusunda hiç tereddüt etmiyor.

YARIN: Maruz kaldıkları nefret söylemleri / Hayran görüşleri