Ege Faili meçhul kalmadı

Faili meçhul kalmadı

25.01.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

“Mala karşı işlenen suçlarda memnuniyet verici derecede azalma görüyoruz. Zaten az olan kapkaçımız, yüzde 40 daha azalmış. 2009’da 365 günde 135 kapkaç olmuş. Yani 3 günde 1 tane olmuş. Bunun da 6’sı yakalanmış.”

Faili meçhul kalmadı

İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’la göreve geldiği, Temmuz’da gerçekleştirdiğimiz röportajın üzerinden 6 ayı aşkın süre geçti. Bu 6 ay içinde İzmir’de dikkat çeken operasyonlar, yakalamalar gerçekleşti. 2010’un ilk günlerinde Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, hem yaptıkları hem de yapacakları çalışmalarla ilgili bilgi verdi. İzmir’de faili meçhul tek bir dosya bile kalmadığını vurgulayan Yılmaz, “İleride yapacaklarımız daha güzel, daha geniş boyutlu olacak. İzmir’in suç röntgenini çıkardık. Dijital suç haritası oluşturuyoruz. Bizi izlemeye devam edin” derken şu bilgileri de verdi:
“Vatandaşımız şikayete geldiği zaman ifadesini alıyoruz. Oradaki bir bilgisayar programıyla alınan ifadeleri, işlenen suçların hepsini bir havuza atıyoruz. Tuşa bastığınız zaman suçlar nerelerde işlenmiş önünüze geliyor.”
Yılmaz, İzmir’in suç istatistikleriyle ilgili de önemli verileri paylaştı:
“Mala karşı işlenen suçlarda memnuniyet verici derecede azalma görüyoruz. Zaten az olan kapkaçımız, yüzde 40 daha azalmış. 2009’da 365 günde 135 kapkaç olmuş. Yani 3 günde 1... Bunun da 6’sı yakalanmış.”

İzmir’deki ilk 6 aylık süreyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Elimizde faili meçhul olarak kalmış sorular varsa, önce bizim bu sorulardan kurtulmamız gerekiyordu. Asayiş, Organize, Kaçakçılık, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’müzün çok planlı ve projeli, sağlıklı operasyonları oldu. Bu çalışmalar içerisinde ilimizde şu saat itibariyle faili meçhul hiçbir cinayetimiz yok. Hatta, 2008’den ve 2005’ten gelenler de çözüldü. En son birkaç gün önce, 2001’de Foça’da meydana gelen bir olayın, ısrarlı takip sonucu aranır durumda olan sanığı Antalya’da yakalandı.

Haberin Devamı

Dikkat çeken, başarılı operasyonlar yapıldı...
- Açık yüreklilikle söylüyorum bugün yaptıklarımızın yanında, ileride yapacaklarımız daha güzel, daha geniş boyutlu olacak. Çünkü, İzmir’in suç röntgenini çıkardık. Dijital suç haritasını oluşturuyoruz. Hangi suçlu nerede ve kimler tarafından oluşturuluyor bu hafızamızı yeniliyoruz. Eğer suçun işlendiği yerleri bilirseniz, görevlendireceğiniz insanı suçun niteliğine göre görevlendirme imkanınız olur. Sorunun olduğu yeri belirlerseniz, anında çözüm üretebilirsiniz. Lokal olarak orayı tedavi edersiniz.

‘Suçlular bir tuşla önümüzde’

Nasıl işliyor?
- Karakollarımızda, polis merkezlerimizin hepsinde vatandaşımız şikayete geldiği zaman ifadesini alıyoruz. Bilgisayar programıyla alınan ifadeleri, işlenen suçların hepsini bir havuza atıyoruz. Bir tuşa bastığınız zaman suçlar nerelerde işlenmiş önünüze geliyor. Böylece İzmir’in bir dijital haritasını görüyorsunuz.

Dikkat çeken bir şey var mı dijital haritada?
- Hayır... Ancak bulabileceğiniz noktaları araştırıyorsunuz. Artık günlük olarak suçu takip etmek zorundasınız. Tabii ki bunlara bakarken, hem yakalamaya yönelik planlı operasyonlarımız da artarak olacak. Yarın daha da güvenli bir İzmir olması için çaba sarfedeceğiz. Buna ilişkin, ‘suçu oluşturan etkenler nelerdir’ diye baktığımız zaman, etkenlerin ortadan kaldırılması için sosyal sorumluluk projelerini yapıp, suçun tekrar doğmaması için de çaba göstereceğiz.

Haberin Devamı


Sadece suçu önlemeye çalışmak ve suçluyu yakalamak olarak bakmıyorsunuz...
- Önlemeye çalışmak, önleyemediğimizi yakalamak, bağımsız yargımızın önüne çıkarmak... Evet, bunlar asli görevlerimiz. Ancak bunun dışında devlet, madem ki bize yatırım yaptı, bu kadar yetişmiş personelimiz ve personelin birikimi var... O zaman bu birikimi değişik projelerle suçun hedef gösterdiği kitlelere ulaşmak suretiyle, suçun altyapısını ortadan kaldırmak özenli gayretimiz olacak. O bakımdan bizi izlemeye devam edin.

Yeni projeleriniz var mı?
- Suç işleyen, sokakta çalışan ve sokak çocuklarının karıştığı şiddeti önlemek için de proje üretmeniz lazım. Bunların hepsini ortaya çıkardığımız zaman başka bir boyut çıkacak ortaya. Konu sırf hırsızlık da değil ki. Toplumu derinden üzen trafik var. Her yıl 4 ile 5 bin arasında insanımızı kaybediyoruz. Okullarımız, ikinci dönem açıldığında 60 bin çocuğumuza trafik eğitimi verilecek ve kimlik kartları dağıtılacak. “Ailemin ve Ülkemin Trafik Polisiyim” projesinde her evde gönüllü bir trafik polisi olacak. Hem kurallara kendi uyacak, hem uymayan anne -babasını büyüklerini uyaracak. Ankara’da 480 bin çocuğa ulaşmıştık. İzmir’de 60 bin ile başlıyoruz. Bu trafikle kalmayacak. Madde bağımlılığı terörle mücadelede de projemiz var. Hedef kitlelerine göre dağıtımı, eğitimi yapılacak ve belli bir noktaya geleceğiz. Bunlar yapılırken operasyonlarımız devam edecek. Durmak yok o asli işimiz. Çalışacağız, dinleneceğiz, yakalayacağız, dinleneceğiz. Ölmeyeceğiz, dinleneceğiz...

‘Üç günde bir kapkaç oluyor’

Rakamlarla değerlendirdiğiniz zaman, tablo nasıl?
- Hem çözülen olaylar, hem yakalamalar arttı. Evden, işyerinden, otodan hırsızlık, yankesicilik ve kapkaç gibi, mala karşı işlenen suçlara baktığımız zaman memnuniyet verici derecede azaldığını görüyoruz. Örneğin, evden hırsızlık yüzde 14 buçuk, işyerinden yüzde 5, resmi kurumdan 4.6, otodan yüzde 26 azalmış. Oto hırsızlığı yüzde 28, yankesicilik yüzde 36.8 azalmış. Zaten az olan kapkaçımız, bunun üzerine yüzde 40 daha azalmış. 2009’da 365 günde 135 kapkaç olmuş. Yani 3 günde 1. Bunun da 6’sı yakalanmış.

‘İzmir benim her şeyim’

Bir İzmirli olarak İzmir’i nasıl değerlendiriyorsunuz, kendi memleketinizde görev yapmak nasıl bir duygu?
- İzmir; doğduğum, sokağında yürüdüğüm, mezun olduktan sonra komiser olarak gelip görev yaptığım; rahmetli babamın, annemin, kardeşlerimin, eşimin, çocuklarımın olduğu, yaşadığım bir şehir. İzmir benim her şeyim. İzmir benim nefesim. İzmir benim yaşamım. Buraya ilk geldiğim zamanlar bir takım “acaba” lar vardı. Bizim memleketimiz burası, acemiliğimiz falan olmaz. Ama bir de şu var; eğer siz kendi planlamanızı yaparsanız, ekibinizle o ruhla birlikte çalışmayı başarırsanız, personelinize güvenirseniz, personeliniz size güvenirse görev kendiliğinden kolaylaşır. Artık yöneticilik modeli değişmiştir. O bakımdan bunları yaptıktan sonra takım ile beraber iyi top oynayabilirsiniz.

Futbola, spora olan ilginizin de bu düşüncelerinize katkısı var mı?
- Hem spor, hem yöneticilik hayatımızın... Ama bu takımın içerisinde sivil toplum örgütlerimiz de medyamız da var. Yaşayan insanımız da var.

Peki bunu İzmir genelin sağlayabildiniz mi?
- Her geçen gün artıyor. Birçok mektup alıyorum. Teşekkür eden, bir yerde gördüğü aksaklığı bildiren vatandaşlarımız var. Hepsi tek tek inceleniyor ve gereği yapılıyor.


Süper Lig’e mutlaka bir takım çıkacak

Haberin Devamı


Geldiğinizde, İzmir takımlarını Süper Lig’de görmenin sizi mutlu edeceğini söylemiştiniz? İzmir futbolunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Çok üzüldüğüm birşey var; İzmirspor’un şu an transfer yapacak imza yetkisi olan ismi bile yok. Sporcuları getirdik, imza atılamıyor. İnşallah onu da aşacağız, çözeceğiz. Ligden düşmesini hiç arzu etmiyoruz, bu çok üzer. Bunun dışında 3 tane takım, Bank Asya’dan Süper Lig’e çıkmak için uğraşıyor. İddialı olarak söylüyorum, İzmir’den mutlaka Süper Lig’e en az bir takım bu sene çıkacak. Diğer iki takımımız da Play -off’ta mücadele eder, diye düşünüyorum. Mutlak suretle Süper Lig’de oynayan takımlara ihtiyaç var. Bu insanları mutlu edecek, şehri hareketlendirecek. Bir de Play-off a kalan Göztepe’miz var. O da Bank Asya’ya gelsin, şehrin şöyle bir neşelendiği, canlandığı günleri görelim. Eğer bu sene Bank Asya’ya çıkarsa, seneye de o Süper Lig’e çıkacak umut ediyorum.

Maçlara gidiyor musunuz?
- Henüz daha maçlara tam gittiğimi söyleyemem. Ama yakından takip ediyorum.


Yakında yeniden futbol oynamaya başlayacağım
İzmir’de başka neler yapıyorsunuz?
- Geldikten 3 buçuk ay sonra babamı kaybettim. O yüzden henüz daha birşey yapmayı düşünmek aşamasına gelmedim. Şimdi bir tek kendimizi işimize veriyoruz.

Ailenizle?
- Sahile gidip dolaşmak, yürümek. Eşimle beraber, Karşıyaka’da, Bostanlı’da... Kendimize şu ara özel olarak vakit ayıramıyoruz ama, inşallah o günlerde gelecek. Hem stadlara gidip maçımızı izleyeceğiz, hem de diğer özlediğimiz şeylere vakit ayırmaya çalışacağız.

Sinema, tiyatro?
- Tiyatrodan tutun, Devlet Senfoni Orkestrası konserlerine kadar gideceğiz inşallah. Şimdiye kadar sadece 2 konsere gittim. O da resmi günlerdi. Fırsat bulursak daha da arttırmayı istiyoruz.

Spor yapıyor musunuz?
- Spora da şimdi başlıyacağız inşallah. Futbol oynayacağız, fitness yapacağız. İzmir Antrönerler Derneği yöneticileri ziyarete geldi. Onlar idmanlara başlıyorlar. Antrenörleri Cevat Baba, eski Karşıyakalı... Takımı o çalıştırıyor. Benim de hocamdı, 1980 öncesi. Kısmetse yine talebesi olacağız.

Eşiniz İzmirle ilgili ne düşünüyor? O da İzmirli mi?
- Eşim de İzmirli. 3 yaşında ailesiyle beraber İzmir’e gelmişler. Eşimle de İzmir’de tanıştım. Meslektaşım, emekli oldu.