Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Magazin dünyasındaki aşk ve evliliklerin bitişiyle, yeni rotalara yelken açılış hızı, beni hayretlere düşürmeye devam ediyor. Yahu biten ilişkinin ardından hiç mi üzülme payınız yok? Bir durup, nefes almaya hiç mi ihtiyaç duymuyorsunuz? Nereye yetişme derdindesiniz?

Aklıma, “Çok fazla kadın/adam ve çok az zaman var” lafı geldi! Tabii bu espri olarak söylenmiş ama bizimkiler gayet ciddiye alıyor! Bu yoğun ilişki trafiğinde görünen birkaç insan tipi özellikle dikkatimi çekiyor:

Birinci grupta, kimsenin bilmediği bir tipken ünlü biriyle ilişki yaşayıp veya evlenip, kendini magazin dünyasına tanıtan, daha sonra partner kontenjanından kendi de magazin figürüne dönüşenler var. Bunlar tanınmalarına sebep olan kişiden ayrıldıkları anda inanılmaz hızla ortamlarda esmeye, başka ünlü isimlerle flörtleşmeye başlıyor. Yani ex aşklarının rüzgarını arkalarına alıp, bir anda popüler hale geliyorlar. Ve bence hayatları boyunca bu anı bekliyorlar!

Yaşanacak çok aşk, yaşayacak az zaman var


Haberin Devamı

Yuva yıkanın yuvası oluyor!

Eskiden boşanma sebebi olan yasak ilişki kahramanları toplumda dışlanırdı, başlarını önlerine eğmeden biraz zor dolaşırlardı! Şimdi maşallah ahlak kurallarımız o kadar değişti ki, milyonların gözü önünde birini eşinden boşatan, çoluklu çocuklu aileleri yıkanlar, göğsünü gere gere ortalıkta geziyor. Evli adamla aşk pozları verenlere bile alıştırdılar bu gözleri!

Haklarında yapılan yorumlar da gayet ılımlı... Bir magazin programında şaşkınlıkla dinledim: “Şu ünlü kadın, şu adamın boşanmasına sebep oldu, şimdi aşklarını özgürce yaşıyorlar, çok da güzel çift olmuşlar, Allah tamamına erdirsin” minvalinde cümleler kuruluyor. Aile yıkan birliktelik televizyonlarda bile alenen kabul görüyor yani! Sonra da yuva yıkan ışık hızıyla boşattığı kişiyle evleniveriyor. “Yuva yıkanın yuvası olmaz” sözünü de tam zıddına çevirme vaktidir!
Selin Ciğerci’ye dil uzatana kadar…

Bir de iki ünlü ismin yaşadığı ilişkiler var ki, bazıları karşısındakinin popülaritesi hafif sekteye uğradı mı, onu oracıkta bırakıp, hemen o dönem en revaçta olana yöneliyor. Kendilerine de öyle masum, çocuksu bir hava veriyorlar ki sanki onca fındığı kıran onlar değil! Ee sabun köpüğü ilişki döneminde evlilikten kaçanlar da çok, onların ilişkisi de evlilik korkusu yüzünden bitiyor. Neticede, aynı kişileri kısa zamanlar içinde hem ayrılık hem de yeni aşk kahramanları olarak görüyor ve maç gibi izliyoruz paslaşmalarını.

Hani Selin Ciğerci’nin evlenmesine, düğününe laf edenler var ya, kadın şu ortamdaki çoğu kişiye kıyasla gayet düzgün bir hayat seçmiş kendine ve de en imkansız görünen hayallerini bir bir gerçekleştirmekte... Kimseye de bir zararı, kötü örnek olacak bir hareketi yok, yani ona sıra gelene kadar eleştirilecek sürüsüne bereket insan var.

Ne evlilik kurumunun ne de aşkın değeri kaldı memlekette, her şeyin suyunu çıkardılar! 20’lerinin başındaki bir sürü gençle sohbet ediyorum son günlerde, daha hayatlarının başındayken onların bile aşktan köşe bucak kaçtığını ve karşısındakine güvenmekten korktuğunu görüyorum. Yazık ki toplumun şirazesi kaydıkça, bu örneklerle büyüyen gençler de aşka endişeyle bakar oldu. Böyle giderse ileride ilişki ve evlilik kavramı kalmayabilir!